Bir ihtiyar doktora gitti. 
-Aklım zayıfladı, hafızam kayboldu Doktor Bey.
-İhtiyarlıktan.
-Gözlerim iyi görmüyor.
-İhtiyarlıktan.
-Sırtım çok ağrıyor.
-İhtiyarlıktan, kemikler zayıflamıştır.
-Ne yesem hazmedemiyorum.
-İhtiyarlıktan, mide yaşlanmıştır.
-Nefes alırken sıkıntı çekiyorum.
-İhtiyarlıktan. Yaşlılıkta yüz bin çeşit araz çıkar.
-Sen doktorluktan yalnız bunu mu belledin. Ne desem ihtiyarlıktan diyorsun. Başka bir şey öğrenmedin mi. Allah her derde derman verdi ya.
-Ey yaşı yetmiş işi bitmiş ihtiyar, bu kızgınlığın da ihtiyarlıktan. Yaşlanınca sinirler de zayıflar, sabır azalır. Sadece Allah'ın gerçek kulu olan ihtiyarlar tertemiz yaşayışa sahiptirler. Onlar sana gülümserler de onların içinde yüzlerce kıyamet kopar ama hiçbir şeyden  şikayetçi olmazlar. Onlar bu dertlerden kurtulurlar. Sen de onların vasıfları yok.  Derman nerede...

* 'Bir testi yağmur suyu' spot yazısı; Mesnevi cilt 5,  beyit 190.