Pek çoğumuz hayatlarımıza gerçekçi bir bakış açısıyla bakmaya çalıştığımız zaman kendimizi ya başkalarına kızarken, ya kendimize kızarken, ya da hayatın kendisine kızarken buluyor olabiliriz. İnsanların genel reaksiyonu, kendilerine kızmaktan çok hayata ve başkalarına kızmaktır. İnsan kendisindeki suçu, hatayı genellikle inkar etme eğilimindedir. Lakin bu, insanı korkunç bir kısır döngüye götürür.
Bu kısır döngüyse, kendi hatalarımızı bir türlü görülmeyişimizden dolayı hayatta sürekli olarak beter hatalar yapmak, bunun için başkalarını ve hayatın kendisini suçlamaya devam etmek, zaman kaybederek daha çok hata yapmak ve sonunda kendimizi işin içinden çıkılmaz bir halde bulmaktır. İşin içinden çıkılmaz bir halde buluruz çünkü zamanımız tükenmektedir. Kaybedilen zamanı geri alamayız. Kaybedilen zamanı geri alıp da hayatımızda istediğimiz hale sokamayız. Ve gün gelip de arkamıza baktığımız zaman pişmanlıklarla dolu bir geçmiş görmektense, bir noktadan hayata gerçekçi bakmaya başlamak en iyisi olacaktır.
Hadi diyelim bunu başardık ve hayata gerçekçi bakmaya başladık. Yani analiz yaparak, objektif bir şekilde kendi hatalarımızı da görerek, kendimizi sürekli geliştirerek hayata bakmayı başardık ve doğru bir bakış açısı edindik diyelim. Ama bu da yetmez. Bir de üstüne hayatımızı istediğimiz hale getirmek için bu bakış açısının bize verdiği görev ve sorumlulukları bir bir uygulamamız gerekir. Ve ne yap havasında olursa olsun uygulamamız gerekir. Ancak uzun bir zaman sonra hayatın gerçekçi bir halini yaşayarak ve gerçekçi bir şekilde ilerleyerek gerçek başarılar elde eder ve geçmişimize baktığımızda büyük bir pişmanlık duymaktan kurtulabiliriz.
Yorumlar
Realizm kazanır
Bir insanın hayatı boyunca en zor yapabileceği şeylerden birisi
ama garantisi yok tabi pişman olup olmayacağımızın
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız