Bugün gerçekte ne olduğuna veya gerçekleşen olaylara ulaşmak, ne olduğunu anlamak son derece zor bir durum haline geldi. Bunun sebepleri arasında birincisi insanın kendi yapısı var. İnsan, inanmayı tercih ettiği veya olmasını istediğini tercih ettiği olaylara daha yakın olan, daha yakın anlatan haberlere, yazılara ya da kişilere daha çok izleme önünde yatkın olacaktır. Bu, insanın kendi yapısından dolayı kaynaklanan sebebi. İkinci sebep ise ortada o kadar çok haber var ki, o kadar çok bilgi var ki, hangisinin doğru olduğunu anlamak ya da ayıplamak son derece zaman alacak ve uğraştıracak bir durum haline geldi.
Bu sebepten dolayı aslında belli sayısal verileri hesaplayarak aslında hangi bilgilerin doğru olduğunu anlamak çok daha yararlı olabilir. Örneğin, bir sürü haber kaynağı arasından her biri başka bir olay anlatıyor. Ancak doğru olan olayı bulmak için, örneğin, bir kaza oldu ve belli sayıda insan hayatını kaybetti deniyor. Burada en yararlı olacak olan hesap varsayalım ki, o şehirde ya da o bölgede kazadan önceki nüfusla, kazadan sonraki veya felaketten sonraki nüfusla bakarak gerçekten hayatını kaybeden insan sayısını anlayabilirsiniz.
Bu bir hesaplama yöntemiyle gerçeğe ulaşma çabasıdır. Size yakın olan veya duymak istediğiniz haberi duymakla hiçbir alakası yoktur. Ancak hesap yaparak gerçeğe ulaşmaktaki önümüze çıkabilecek engel, hesaplanan verilerin de insanlar tarafından yazılıyor olması ve insanların sizlere yanlış bilgiler verebilme ihtimalinin olmasıdır. Ancak hesabın da tamamen %100 doğruya götürmeyeceğini varsayarak en azından doğru olana veya gerçek olana daha çok yaklaştıracağını görebiliriz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız