Bizler daima hissettiğimiz acıdan daha büyüğüz. Her zaman.
Acı mutlak değildir. “Ben acı çekiyorum” dediğinizde, bir acı vardır bir de ben; ama o ben her zaman için acıdan daha büyüktür. Çünkü ben, acı olmadan da vardır ama acı ancak ben’in bir ürünü olabilir. Ben var olmaya devam edecek ve acıdan başka şeyler de hissedecektir.
Matt Haig bu durumla ilgili şöyle diyor:
“Geçmişte bunu anlamakta zorlanırdım. Acının ben olduğunu zannederdim. Depresyonun yalnızca bir deneyim olduğunu çok sonra anlayabildim. Onu kendimle özdeşleştirmiştim. Uçakla ailemin yanına dönüp sevdiklerime iyileşeceğimi söylediğimde bile, kendime depresif diyordum. “Depresyondayım” ya da “Şu anda bir depresyon geçiriyorum” dediğim nadirdi çünkü depresyonun benliğimin bütünü olduğunu sanıyordum. Perdedeki filmi sinemayla karıştırıyordum. Döndüre döndüre, sonsuza kadar aynı filmin gösterileceğini sanıyordum. Günün birinde Neşeli Hayat ya da Şahane Hayat’ın da gösterileceğini henüz idrak edememişim.”
Ben de kendi geçirdiğim depresyonu düşündüğümde ben de o durumun geçici olduğunu hiç idrak edememiştim. Hiç bitmeyecek, hayatım hep o şekilde devam edecek zannediyordum. Her zaman o kötü ve olumsuz düşüncelerle hayatımın devam edeceğini sanıyordum.
Sorun fazlasıyla ikili bir bakış açısına sahip olmamızdı. İnsanın ya iyi ya hasta, ya akıllı ya da deli olduğunu düşünüyordum ve bana depresyon teşhisi konduğunda kendimi Napoleon gibi hiç tanımadığım bir yere sürgün edilmiş, oradan bildiğim dünyaya asla geri dönemeyecekmiş gibi hissettim.
Bir bakıma haklıydım da. Asla geri dönmedim. Hep ileri doğru gittim. Çünkü istesek de istemesek de olan şey bu. Sadece hayatta kalarak bile zamanda ileri doğru gidiyoruz. Deneyimlerimiz yavaş yavaş farklılaşıyor. Örneğin ben acının içinde insanın yüzünü güldüren küçük küçük mutluluk anları keşfettim. Bir şeyin yalnızca ak ya da kara olmadığını fark ettim. Bazen ikisi birden olabiliyordu.
İçimizde her şey için bol bol yer olduğunu keşfettiğimiz anda, yeni bir bakış açısı kazanırız. Evet, acı için bol bol yer vardır ama o yer başka şeylere de yeter. Ayrıca acı cidden bir baş belası olabilir ama farkında olmadan bize içimizde ne kadar muazzam bir alan olduğunu da gösterebilir. Hatta o alanı genişletebilir. Sonuçta gelecek bir zamanda aynı oranda neşeyi, umudu, sevgiyi ve hoşnutluğu deneyimlememizi sağlayabilir.
Yani başka bir deyişle, ne kadar büyük olduğumuzu asla unutmamamız çok önemli. İçimizde ne kadar çok yer olduğunu. Bizlere katlanarak çoğalan katlanarak olasılıklardan ibaretiz.
Kaynak: Matt Haig- Rahatlama Kitabı Suyun Üstünde Kalmamı Sağlayan Düşünceler, S. 26-28
Yorumlar
HİSSETTİĞİMİZ ACIDAN DAHA BÜYÜĞÜZ!
Acılar zamanla azalır ama biz azalmayız
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız