Kızın babası, eski deyimle, muvaffakat eder ve hemen sorar:
"İçeri mi, dışarı mı?"
Eğer 'içeri' olursa, damat içgüveyi gelir; dışarı olursa, kız damadın evine gelin gider. Bu sorun da çözüldükten sonra 'ağırlık' yani düğün öncesi kıza verilmesi gereken para (mihri müeccel) verilir. Bu para iki tarafın sosyal durumuna uygun bir miktarda olur. 'Mihri muaccel' ise nikâh bedelidir. Sonra da sıra, evlilik akdini uygulayan 'İmam Efendi'nin nikâh ilmühaberini mahkemeye tescil ettirmesine gelir.
Düğünün nikâhtan önceki bir safhası da damadın nişan takımını göndermesidir. Nişan takımı, kadife üzerine gümüş kakmalı küçük, zarif bir çekmeceden, bir bohçadan ve bir tabladan oluşur: Çekmeceye, minik billur şişelerde, misk, amber, gül yağı gibi kokular konulur. Zümrüt, yakut ya da elmas bir nişan yüzüğü de çekmecededir. Sırmalı nişan bohçasında ise, kızın gelinlik elbisesinin kumaşı yer alır. Süslü bir tablaya sıralanan zarif sepetlerde de şeker ve şekerlemeler, kurabiyeler, kaymaklı-fıstıklı lâtilokumlar vardır. Salı günü 'Gelin Hamamı', Çarşamba 'Kına Gecesi', Perşembe 'Yüz Yazısı' ve Cuma da 'Paça Günü'dür...
Eğer gelin, güveyin evine giderse, çeyizi Pazartesi günü gönderilir... Salı günü 'Gelin Hamamı', Çarşamba 'Kına Gecesi', Perşembe 'Yüz Yazısı' ve Cuma da 'Paça Günü'dür... İşte, Sadberk Hanım Müzesi'nde, eski zaman düğünleriyle doğrudan bağlantılı dört ayrı vitrinde, bu özel günlerin giysilerini, malzeme ve aksesuarlarını izleme fırsatı buluyoruz.
'Gelin Hamamı' malzemesinin sergilendiği vitrinde, peştamal (futa), işlemeli havlular ve başörtüsü olarak kullanılan çevreler göz alıyor. Bu arada işlemeli bir hamam bohçası, gümüş kaplama nalınlar, ayna ve tarak da vitrindeki 18 ve 19. Yüzyıl parçalarını tamamlıyor.
Yorumlar
çok ilginçmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız