İlkçağ'da kurşun metalurjisi, 19. yüzyıldaki üretim düzeyine ulaşmıştı. Açık ocaklardan yılda 80 bin ton maden filizi çıkartma ve bunu kavurma yöntemiyle saflaştırma, Dünya atmosferine 400 ton kurşun partikülü saçılmasına neden olmuştu. Son yıllarda gerçekleştirilen bir başka araştırma ise, İsveç göllerinde biriken tortuların, hava kirliliğinin izlerini taşıdığını gösterdi. Bu, kuşkusuz insanlık tarihinde karşılaşılan ilk "sınıraşırı" hava kirliliğiydi...
Genellikle sanılanın tersine, çevre kirliliği 19. yüzyıldaki "sanayi devrimi" ile doğmamıştı; zaten çok eski çağlardan beri vardı. Güney Paris Üniversitesinden çevrebilim uzmanı Prof. François Ramade, durumu şöyle açıklıyor: "Hava kirliliği yakın çağlarda ortaya çıkmış bir olgu değil. Tarihin bilinmeyen çağlarından beri var. Çünkü, ateşe egemen olmayı başaran insan, doğal çevresini inanılmaz boyutlarda yıkmaya başladı. Ormanların bilerek yakılması da Batı Afrika ve Güneydoğu Asya'da bozkır alanlarının genişlemesiyle sonuçlandı."
Orman yangını, tarihöncesi insanının sık sık tutulduğu sinüzit ve antrakoz (akciğerlerde siyahlaşma) gibi hastalıkların başlıca nedeniydi. Ayrıca, bu düşüncesiz avcılar, mamut ya da eski Amerika bizonu gibi türlerin soyunu da kuruttular. Yaklaşık 8000 yıl önce tarıma geçme, ekosistemin fakirleşmesine, çölleşmeye ve orman örtüsünde geri çekilmeye yol açtı. Bu durum, en çok Ortadoğu'da ve Avrupa'da gözlemlendi. Milyonlarca yıl boyunca, bu olgulara ek olarak hava kirliliği de organik, yerel ve serpinti kaynaklı her durumda önemini korudu. Doğa ise, her defasında kendini yenileme ve düzenleme sistemlerini harekete geçiriyordu.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız