Bir iş yerine geç kaldığınız zaman genellikle işletmeler sizin dakikalarınızı sayarak bunu sizin yüzünüze vurma eğilimi gösterirler. Sanki hatta bazı işletmeler beş dakikanın bile lafını yaparlar size. Ama yeri geldiğinde işletmeler sizden fazla mesai yapmanızı istediklerinde genellikle siz onlara hatırlatmazsanız çalıştığınız fazla dakikalarınızı saymazlar bile.

Onun yerine sizinle dalga geçermiş gibi hiçbir şey olmamış gibi davranırlar size karşı. Ama aslında olan şey işletmelerin işlerine geldiği gibi zaman kavramını kullanmalarıdır. Bazen fedakarlık yapmak adına fazla çalışmanız gerekir çünkü fazla çalışmaktan başka seçenek yoktur. Ama sizin yaptığınız fedakarlıklar genellikle lafta işletmeler tarafından görünürler. İş icraata geldiği zaman ise size dakikaların hesabı yapılıverir. İşe geç kalmak iyi bir şey değildir. Ama 5 – 10 dakikanın da hesabı yapılmamalıdır. Ya da hesabı sorulmamalıdır.

Sonuçta siz sadece bir iş yapıyorsunuz. Özgürlük mücadelesi vermiyorsunuz ya da yeni bir devlet kurmuyorsunuz. Sadece başkasına ait bir iş yerinde iş yapıyorsunuz. Disiplin son derece önemlidir ama yaptığınız işin de ciddi ve önemli olması gerekmektedir. Çünkü bazı işler o kadar önemlidir ki bir dakika gecikme bile başarısızlığa sebep olabilir. Ama böyle işlerin de sayısı oldukça azdır.