Kafka ve Milena, Viyana’da bir kafede tesadüfen tanışmışlardır. Tanışmalarından yaklaşık bir yıl sonra mektuplaşmaya başlamışlardır ve mektuplaşmalar yalnızca iki yıl sürmüştür. Bu mektuplaşmaların amacı aslında çeviridir. Mektuplaşmalar esnasında Kafka nişanlı, Milena ise evliydi. Kafka ve Milena bu dönemde sadece iki kez bir araya gelmişlerdir. Bir kez de, Kafka’nın hastalığı döneminde Milena onu görmek için sanatoryuma gitmiştir.
Görüyorsunuz aşka mesafeler engel tanımıyor. Mektuplarla bile aşk yaşanıyor. Demek ki neymiş, görmeye, dokunmaya gerek olmadan da aşk oluyormuş.
İlk mektuplarında Kafka için Milena'ya yazmak, ondan cevap almak hayatının en önemli anıdır. Bir süre sonra mektuplarının sıklığı saatlere kadar iner. Aralarındaki mesafelerden ve bir araya gelmelerini imkansız hale getiren etkenlerden dolayı aşkları giderek büyür.
Milena, Kafka'nın yaşadığı çaresizlik, korku, dünyaya yabancılık ve güvensizlik duygularının bir nebze olsun dinmesini sağlamıştır. O dönem geçirdiği hastalığında kendisine büyük güç ve moral kaynağı olmuştur. Birbirlerinin hayatına iki yıl için girmelerine ve yalnızca iki kez görüşmelerine rağmen gerek yaşamış oldukları benzer problemler, gerek karşılaştıkları sert baba figürleri birbirlerine sıkıca bağlanmalarını sağlamıştır.
"Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi… Evet, işte sevgim seni böyle kaplıyor! Ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben çakıl taşı olacağım…”
Bir dönem Kafka için güç kaynağı olan Milena'nın mektupları, mektuplaşmalarının son dönemlerinde onun için bir ıstırap haline dönüşüp hastalığının seyrini olumsuz yönde etkilemeye başlar. Kafka o dönem yazdığı mektuplarında, kalemi her oynatışının, yazdığı her kelimenin kendisine acı verdiğini belirtmiştir. Mektupla başlayan bu büyük aşk bir süre sonra yine mektupla sona ermiştir.
"İnsan yalnız olduğu zaman günün her dakikası kusurlu olabilir, ama çiftler birbirlerinin kusurlarını çekmek zorunda değildir. Gözlerimiz ve kalplerimiz yerinden sökülüp atılmak için değil midir? Yine de bu kötü bir şey değil, biraz abartı ve yalan, aslında her şey abartı, abartılamayacak olan tek gerçek şey özlem.
Ayrıca, belki de sana seni çok sevdiğimi söylediğim zaman bu aşk anlamına gelmiyor, sen kalbime giren bir bıçaksın ve ben bu bıçağı daha da saplıyorum, işte aşk bu."
Milena’nın Kafka’ya yazdığı mektuplar, Milena’nın isteği üzerine yok edilmiştir bu nedenle elimizde olanlar yalnızca Kafka’nın yazdıklarıdır. Kalan mektupların bir kısmı ise Alman işgali sırasında yaşanan tehlikeli ortam nedeniyle bazı bölümleri karalanarak saklanmıştır.
Şimdi biraz da bu mektuplarda nasıl bir aşk varmış alıntılarla hep birlikte bakalım. 14 Şubat Sevgililer Gününde aşka gözümüz gönlümüz doysun.
"Her şeye rağmen, mutsuzluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim. Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım."
“Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki Milena. Bazen düşünüyorum da eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti…”
“Milena sen başkaydın, hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın.”
“Yorgunum; Tek istediğim şey yüzümü kucağına koymak, başımın üstünde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.”
“Bu gece de sana mutlu uykular dilerken, her şeyimi sana veriyorum bir solukta! Benim mutluluğum sende erimektir.”
“Oysa ben bütün vaktimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum!”
“Düşüncelerimde, açıklamalarımda samimiyim; yalnızım. Ve bu yanımı ilk sen gördün, sen anladın.”
“Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim.”
“Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün! Aşık biri için ne büyük nimet değil mi?”
“… senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor.”
“Bu dünyada olduğun için teşekkürler.”
Mektuplarına nasıl bir karşılık alıyordu bilmiyorum ama bence Kafka'nın bir mektuptan taşan aşkı öylesine güzel ki. Ben biraz mektup aşklarına ilgili de olabilirim tabi orası ayrı. Mesela bizde de Ahmed Arif'in Leyla'sını sevişi beni çok etkiler. Bir insan mektuptan anca böylesine güzel sevilebilir. Sevmenin, iltifatın en güzel hali bence.
Kafka kimdir? Franz Kafka kimdir? Milena kimdir? Kafka’nın Milena’sı kimdir? Kafka ve Milena nasıl tanışmıştır? Kafka ve Milena ne kadar mektuplaşmışlardır? Kafka ve Milena’nın aşk hikayesi nedir? Kafka ve Milena hikayesi nedir? Kafka ve Milena kavuşmuş mudur? Kafka ve Milena görüşmüş müdür? Milena’nın mektupları duruyor mudur?
Yorumlar
Çok güzel değiller mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız