Yapılan bir kötülüğe karşı belli sebeplerden dolayı belli ahlaki sebeplerden dolayı kötülükle karşılık vermemek yüce bir davranış olarak anlatılır. Genellikle de yapılanların karşılığı yasalardan dolayı ya da ahlaki kurallardan dolayı pek verilmez. Ama tek sebep ahlaklı olmak mı?
Kötülük gören insanların yaşadıkları kötülüğün karşılığını birebir verebilecek güçte olsalar kaç kişi ahlaki kurallara uyardı? Yasaların yaptırım gücü pek çok insanın gücünden daha yukarıda. Bu sebeple pek çok insan kendisine yapılanın karşılığını istese de verebilecek durumda değil. Ancak karşılığı verilmemiş her kötülük o kötülüğün devam etmesine izin vermek demek olur. Kötülük karşılığını göremediği zaman güç kazanır.
İşte yasaların çözemediği problem. Yasal düzen gücü olmayan insanların kendilerine yapılan kötülüğe karşılık verme iradesini insanların elinden alır. Yasalarla gelen adalet geç gelir. Yasalarla gelen adalet masraflıdır. Yasalarla gelen adalet güçsüzün yanında değildir. Yasalarla gelen adalet güçsüz insanlar için uzun süren bir süreçtir. Aslında güçsüz insanları adaleti aramaktan caydıran bir sistem. Yasalar tüm kötülükleri kapsamaz. Ancak bireysel adalet bunun tam tersidir. Bireysel adalet karşılığını verir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız