Bir topluma baktığınız zaman aslında onun katmanlardan oluştuğunu görürsünüz. Bu katmanlar, kültürel farklılıkların oluşturduğu katmanlardır. Bu katmanlar, sosyal ve ekonomik şartların oluşturduğu katmanlardır. Statünün, hiyerarşinin oluşturduğu katmanlardır. İşçiler, yöneticiler, ya da yöresel kültür ve ülke genelindeki kültür. Orta kesim, fakir, zengin. Bu ve bunun gibi pek çok kesim toplumun katmanlarını oluşturur. Bir ülkenin yönetim şeklinde tıpkı toplumun kendisi gibi katmanları ayrılmıştır.
İşte toplum katmanlarını bir arada tutup o toplumu var eden yegane şey, o toplumun bütün katmanlarının ortak bir millete, ortak değerlere, ortak çıkarlara, ortak bir geleceğe, ortak bir toprak bütünlüğüne sahip olmasıdır. Yani şöyle düşünün, zengin de, orta kesimli de, fakir de aynı ülkede yaşayabilir, aynı havayı soluyabilir, aynı ülkede aynı geleceğe doğru gidebilir, aynı çıkarlara sahip olabilir veya bir yönetim kademesi içinde tüm yöneticilerin ortak çıkarı içinde bulundukları ülkenin daha iyi bir noktaya gitmesidir.
İşte bu katmanlar arasındaki bağlayıcı unsurlar, kültür, ortak kültür gibi, ortak çıkarlar gibi, ortak değerler gibi kavramlar ayrışmaya başladığında o toplumun katmanlarının da birbirinden ayrıştığını ve o toplumun içten içe çökmeye başladığını görebilirsiniz. Bu öyle bir çöküştür ki hiçbir savaşa gerek kalmadan, hiçbir saldırıya gerek kalmadan o toplum kendi kendini yiyip bitirecektir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız