Zamanın birinde bir köyde yeni keçi çobanlığı yapmaya başlayan bir genç varmış.
O sabah erkenden köyün tüm keçilerini toplayarak yakındaki otlağa götürmüş. O kadar sıcak bir günmüş ki, epey otlattıktan sonra su içmeleri için sulak bir yer aramış ama bulamamış. Sürüyü bir ağacın gölgesi altında toplamış. Kendisi de sırtını ağaca yasladığı gibi uykuya dalmış.
Biraz kestirdikten sonra uyanmış ama bakmış ki sürü yok, keçiler yok!
Panik halinde çevrede aramış ama keçileri bulamamış. Çaresizlik içinde köye koşmuş. Bir yandan da 'Keçiler kaçtııı' diye bağırıyormuş.
Ancak bilmiyormuş ki, keçiler yakındaki bir mağara içinde biriken suyu bulmuşlar ve susuzluklarını gideriyorlar.
Köylüler seferber olmuşlar, hep beraber keçileri aramaya başlamışlar. Bakmışlar ki sürü çobanın otlatıyordum dediği yerde yayılmış otluyor.
Sürüdeki keçiler onlar gelene kadar çoktan sularını içip tekrar otladıkları yere dönmüşler bile.
Köylüler 'İşte burada ya sürün hem de tastamam' demişler ama çoban ne dediyse inandıramamış onları olanlara.
Ertesi gün yine aynı olaylar yaşanmış. Köylüler bu sefer de göz yummuşlar. Ama bir gün sonra tekrar çoban koşarak köye girip 'Keçiler kaçtııı' diye bağırınca köylüler birbirlerine 'Bu çoban deli galiba. Baksanıza keçileri kaçırmış' diyerek başka çoban tutmuşlar. Ama mağaradan habersiz olan o çobanın da akıbeti ne olmuş dersiniz.
Anlamı: Bu deyim, zor bir durum karşısında ne yapacağını bilmez, garip bir halde sağa sola koşturanlar için kullanılır genellikle.
Yorumlar
İlk kez öğrendim teşekkür ederim
Hikayesi olduğunu bilmiyordum. Elinize sağlık, çok güzel içerik olmuş, teşekkürler
Çobana üzüldüm
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız