Kin insanların öfkelerini, kırgınlıklarını, kızgınlıklarını uzun sürelerce içinde aynı şiddetle tutmasıdır. Örneklemek gerekirse; bir arkadaşınızla kavga ettiniz. Sonra uzun zaman görüşmediniz. Sonrasında karşılaştınız ve hala size kırgın veya kızgın. Siz nedenini anlamıyorsunuz. Çünkü unuttunuz bile. Ama o unutmamış. İçindeki o duyguyu hep canlı tutmuş. İyi ama neden? İnsanlar neden kin tutar?

Öncelikle yapılan araştırmalara göre kin tutmak tek bir nedenden kaynaklanmaz. Birçok olay kin tutmayı tetikler. Araştırmalara göre kin tutan insanlar, karşısındaki insanın hatalı olup olmadığı ile ilgilenmezler. Siz hiçbir şey yapmasınız da o kin tutulacak.

Bazı insanlar kin tutmaya, bazıları ise affedip unutmaya yatkındır.

Affetmek insanların iç huzura ermesinde etkilidir. Affedersek ve bunu dile getirirsek zihinsel bir huzura kavuşuruz. Bunun tadına vardığınızda, hayal kırıklığı bile yaşasanız affediyorsunuz ve o olumlu duyguları hissediyorsunuz.

Sustuklarınız büyür içinizde. İşte kin tutan insanlar, duygularını sustukları için kin tutarlar. Bu yüzden ne yapmıyormuşuz? Duygularımızı paylaşmaktan çekinmiyormuşuz.

“İçine atman guzum, susman annem.”

Ayrıca kin ile ilgili size şunu söylemek istiyorum. Kin tutmayın, bırakın kin sizi tutsun. “O ne demek yahu, kin bizi nasıl tutsun?” Şöyle ki:

“Beni kin tutuyor, ben anlatayım sıkıntı neyse…”