Görüştüğümüz bir başka Navajo da John Torres; bize rezervasyonda serbestçe dolaşabilmemiz için izin alan bir arkeolog o. "Aslında biz çok şanslıyız" diyor, "kendi topraklarımızda, kendi hükümetimizin yönetiminde yaşıyoruz". Kendi hükümetimiz dediği, Navajoların topraklarına döndükten sonra federal hükümete bağlı olarak kurdukları Navajo Kabile Hükümeti. "1924 yılında vatandaşlık hakları verildiğinde, Navajo yurdunun elli birinci eyalet olması için çalışanlar çok oldu. İşte o dönemde Navajo ulusu kimliği ön plana çıktı."
Navajolar, tıpkı aynı toprakları paylaştıkları kuzenleri Apacheler gibi Athabascan (Atabaşkan) Dili'ni konuşuyor. "Bering Boğazı'nı geçtikten sonra Alaska ve Kanada'nın batı sahillerine yerleşen Dine'e halkından Navajolar. Zaten kendilerine de Dine (insan) diyorlar. Soğuk iklimde yaşamak istemeyen gruplar güneye doğru hareket ederek bugünkü topraklara yerleşmişler. O dönemde ayrılmış Dineler: Göçebe yaşama ve avcılığa devam eden Apacheler ve yerleşik düzene geçip tarım yapan Navajolar olarak."
O dönemi anlatan birçok kaya resmi var Shiprock kasabasının güneyinde. "Ama korunması için federal hükümetten para gelmiyor" diyor John. Bazı resimler yerlerinden sökülmüş bölgede. Kabile arkeologları rezervasyon içindeki envanteri çıkarmaya devam ediyorlar. "Dinsel törenlerin yapıldığı özel yerler, tedavi ya da törenlerde kullanılmak amacıyla toplanan bitkilerin yetiştiği alanlar, hakkında hikâyeler söylenen doğal yerler, kayalar, sunu yapılan noktalar, bütün bu yerler araştırılıp, belgelenip koruma altına alınıyor" diyor John. Bu gelenekler tamamıyla doğanın içinde yer aldığından ve ardında kalıntı bırakmadığından onlarla ilgili bilgi toplamak oldukça zor. Bugün yaşayan yaşlıların hafızalarında kayıtlara başvurmaktan başka bir yol yok gibi. John ise Navajoların, Bering Boğazı'ndan bugünkü yurtlarına yaptıkları yolculuğun rotasını çıkartmaya çalışıyor. "Yerli halkların kullandığı ok uçları" konusundaki uzmanlığı araştırmasına kılavuzluk ediyor. Navajo ok uçlarını takip ederek halkının Amerika kıtasındaki göçünü bilimsel bir tabana oturtacak.
Navajoların geleneksel tedavi yöntemlerinden biri de "kum resimleri". Renkli kumlar yere dökülüyor ve meydana gelen figürler yorumlanıyor. Tören sonunda da bütünüyle silinip yok ediliyor. Red Rock'ta tanıştığımız bir dokumacı konuşuyor: "Navajo kum resimlerindeki desenler tedavi amaçlı dinsel törenlerde yaratılır, onlar kutsal resimlerdir, yaşlılar bu desenleri kilimlere dokumamızı istemiyorlar."
Ama rezervasyondan ayrılacağımız gün bir kafede kahvaltı ederken yaşlı bir Navajo geliyor yanımıza. Elinde kim bilir kaç kişiye göstermekten yıpranmış iki tahta levha; üzerlerinde kutsal kum resimleri... Yaşam savaşı Navajoları, yok edilen kültürlerinden geriye kalan birkaç izi de satmaya, inançlarını feda etmeye zorluyor.
Kristof Kolomb'un 1492'deki keşfinden hemen sonra başlayan Amerika yerlilerini sindirme, topraklarına ve doğal kaynaklarına el koyma süreci, 1886'da son Kızılderili direnişçisi Apache Reisi Geronimo'nun teslim olmasıyla tamamlandı. Bütün Amerika kıtasında on milyonlarca yerli Avrupalılar tarafından ortadan kaldırıldı, yüzlerce ulus, yüzlerce dil, yüzlerce kültür bir daha dönmemecesine yeryüzünden silindi.
Yorumlar
Acaba ne gibi bir yaşam
Doğa ile iç içe bir yaşam
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız