Yenge hanım dışarıdadır; bir-iki dakika oda kapısı kapalı kalır. Eğer dakikalar uzayacak olursa, dışarıdan kapı vurulmağa başlanır; damat dışarı çıkmaya zorlanır. Şaşkınlık ve heyecan içindeki damat, kadınların yarattığı izdiham karşısında, yolun kapanmasına mani olmak için, sonunda uzaklara çil paralar serperek savuşmayı akıl eder! İşte böylece, bu 'Koltuk Merasimi' gelinle güveyin birbirlerini ilk kez görmelerine vesile olur...
Düğün günü sabahı, misafirlerin, konu komşunun, akşama dek sürecek ziyaretleri başlar; gelinin giyimini kuşamını, elmasını, sorgucunu, telini, duvağını ve gelin odasının duvarlarını süsleyen çeyiz askılarını inceden inceye tetkik ederler
Akşam olunca mahalle imamı, mahalleli, kızın ve damadın akraba ve ahbapları güvey yemeğine davet edilirler. Büyük konaklarda, erkekler selamlık dairesinde ağırlanırlar. Akşam ezanında yemekler yenir; kahveler, çubuklar, şerbetler içilir; yatsı ezanına kadar hoş sohbetlerle vakit geçirilir. Yatsı ezam okununca, namaz kılınır.
Namazdan sonra harem dairesine giden kapının önünde toplanılır; damat kapı aralığından içeriye doğru kibarca itilir; kimi çevrelerdeki geleneklere göre, sırtı yumruklanarak da içeri itilir. İmam, duasını eder. Kapının önünde bekleyen hizmetkâr kadınlar, damadın önüne düşüp onu gelin odasına götürürler. Damat odaya girince, gelin onu ayakta karşılar; yenge hanım gelinle güveyi el ele verir, 'Rabbim dirlik, düzenlik versin; bir yastıkta kocayın' der.
Yorumlar
Sizce de çok ilginç değil mi
Osmanlı zamanında düğünler de düğünmüş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız