Aralık 22, 2024

Osmanlı’da Plaj Kültürü

Sermet Muhtar Alus, 1939'da Yeni Mecmua'ya yaz­dığı 'Eski Deniz Salaları' yazı­sında deniz hamamlarının en görkemli dönemini yaşadığı günleri anlatır: "İstanbul da Büyükada ve Boğaziçi'nde otu­ran kesesi dolgun, mahdut kimselerin küçürek küçürek hususi deniz hamamlan mev­cuttu... Ekseriyet, umumi ha­mamlara taşınıp dururlardı. Onlar da muayyen yerlerde, is­tanbul tarafındakiler, Galata Köprüsü'ne  bitişik;  Kumka pı'da, Samatya'da... Boğaziçi'ndekiler Bebek'te, Büyükdere'de, Yenimahalle'de, Anado­lu yakasındakiler de sırasile Haydarpaşa'da, Küçük Moda'da, Fenerbahçe'de, Caddebostanı'nda, Bostancı'da, Mal­tepe'de."

Osmanlı’da Plaj Kültürü

Bir dönemin plajları sayılabilecek deniz hamamları, önceleri İstanbul'un varsıl kişilerinin kendilerine ait, deniz kıyısında, yalılarının ününe yaptırdıkları küçük kulübelerden oluşuyordu. Daha sonra 'umumî deniz hamamları' açılmaya başladı. Reşat Ekrem Koçu'dan öğrendiğimize göre, 1826 ila 1850 yılları arasında İstanbul'da üç tane deniz hamamı bulunmaktaymış. 1875 yılına geldiğimizde bu sayının 62 olduğunu görürüz. Bunların 34'ü erkeklerin, 28'i kadınların kullanımına açıktır... Sahillerden denize girmek yasak olduğundan, deniz hamamları İstanbulluların yaşamlarında önemli bir yer edinmeye başlar.

Osmanlı’da Plaj Kültürü

Eski günlerde deniz mevsi­mi gelince -ki bunu karpuz kabuğunun denize düştüğünü görünce anlarlarmiş-  deniz hamamları kurulur ve sıcaklardan bunalanların hizmetine açılırmış... 'Kurulurmuş' diyo­ruz; çünkü gerçekten her yıl yeniden kurulurmuş. Tahta­lardan yapılan genellikle 35 metreye 20 metre bir havuz ve bir iskele üzerinde bir kulübe düşünün. Bu kulübede de so­yunma odaları bulunurmuş. Deniz hamamlarına yine tahta bir köprüden geçilerek ulaşılırmış.

Osmanlı’da Plaj Kültürü

'Deniz hamamları' demek­teyiz, çünkü kadın ve erkek olarak iki ayrı hamam kuru­lurmuş. Ve mümkün olduğu kadar da birbirinden uzağa kurulurmuş. Uzak yapılırmış ki, o zamanın çapkınları -kro­nolojik sırasıyla 'Meşrutiyet çapkınları', 'Hürriyet çapkın­ları' ve hatta 'Cumhuriyet çapkınları'- suya dalar ve ka­dınlar hamamının tahta per­delerinin altından kadınları 'iskandil' ederlermiş. Unutmadan ekleyelim, de­niz hamamlarının intizamı ve 'namusu' sandallarla dolaşan bekçilerden sorulurmuş. Bek­çiler, denizdeki en küçük kı­pırtıyı, dalgalanmayı bile kontrol eder, çapkın 'denizaltlılara' geçit vermezlermiş.

Yorumlar

  • Osmanlı da bile varmış

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Kişisel Yazı ve Semboller

Kişisel Yazı ve Semboller

Beyin ve Dalga Boyları

Beyin ve Dalga Boyları

Şifa Kaynağı Ormanlar

Şifa Kaynağı Ormanlar

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Boş Zaman

probiyotik

Kişisel Yazı ve Semboller

bubble30
Nielawore

DIONYSOS'U EĞİTEN KİŞİ: SİLENUS

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun