Zamanın birinde gencin biri, bir çömlek ustasının yanında işe girmiş. Çok da yetenekliymiş. Gel zaman git zaman işinde bir hayli ustalaştığını düşünmeye başlamış. Ustasına 'Artık kendi işimi kurma zamanı geldi' demiş. Ustası 'Dur hele, sen henüz püf noktasını bilmiyorsun' diye cevap vemiş. Bu konuşma defalarca tekrar etmiş ama gencin aklına, usta bu püf noktası da nedir, diye sormak hiç gelmemiş.
Genç bir zaman sonra, sabredemeyip kendi işini kurmuş. Çömlek tezgahında birbirinden güzel çömlekler, testiler yapmış. Ancak hiç birini satamamış. Çünkü testiler, çömlekler bir süre sonra çatlayıp yarılmışlar. Bu iş uzun süre devam etmiş. Genç ne yaptıysa çaresini bulamamış. En sonunda ustasının yolunu tutmuş. Olanları anlatmış, akıl danışmış. Ustası: 'E ben demedim mi, sen henüz püf noktasını bilmiyorsun diye. Geç bakalım tezgaha, yap bir testi' demiş.
Genç tesiyi yapmaya başlamış. O testiyi yapmak için tezgahı döndürürken ustası ara ara testiye püf diye üflüyormuş. Her üflediğinde testiği çatlatabilecek hava kabarcıklarını patlatıyormuş.
Genç kendi yaptığı testi veya çömleklerin neden zamanla çatlayıp kırıldıklarını anlamış böylelikle.
Anlamı: Her işin, sanatın, zanaatın başarılı olması için bilinmesi gereken bir ince ve en önemli yanı, yani bir püf noktası vardır.
Yorumlar
Aaa ne güzel bir hikayesi varmış. Hikayesini bilmiyordum, elinize sağlık
Çömlekçi genç çok acele etmiş
Hikayesini ilk kez öğrendim teşekkür ederim.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız