Hayatta risk almak için belli başlı zamanlar vardır. Bu tarz zamanlar genellikle kaybedeceklerimizi karşılayabilecek kadar gücümüz olduğu zamanlardır. Bu tarz bir imkan ortalama bir insanın hayatında belki de hiç olmaz. Ancak risk alınabilecek bir zaman daha vardır. O zaman ise insanın hayatta kaybedecek bir şeyimiz olmadığı zamanlardır.

Böyle zamanlarda zaten kaybetsek bile bunun bedelini ödeyecek bir şeyimiz olmadığı için aslında her an risk alacak durumda olabiliriz. Bu son derece tuhaf gibi görünse de aslında olacak olan budur. Aslında dibe vurduğumuz zamanlar oradan çıkabileceğimiz her türlü imkanı da bizlere sunar. Bu kadar çok risk alabileceğimiz zamanlarda bir anda yukarı çıkma imkanımızın olabileceği gibi bir anda aşağı ineceğimiz zamanlarda yaşayabiliriz.

Ama kaybedecek bir şeyimiz olmadığı için aslında aşağı düştüğümüz çok fazla anlar olmayacaktır. Ancak yukarı çıktığımız zaman tam anlamıyla yukarı çıkmış oluruz. Risk almayı bilmenin çözemediği sorun ise yükseldiği iz yerde durmanın nasıl olacağını bilemiyor oluşumuzdur. Yükselmekten daha zor olan bir şey varsa o da yükseldiğimiz yerde durabilmektir. Bu içeriğin konusu yükseldiği iz yerde durmak değil tabi ama yükseldiğin yerde durmak da yükselmenin bir parçası.