Birgün mahalledeki bir sağıra, komşun hasta, ziyaret etmek istersin belki dediler. Sağır tabi gitmek lazım  ama şimdi onun sesi hastalıktan az çıkıyordur. E benim de kulaklar malum. Hay Allah ne yapsak acaba diye geçirdi içinden. Sonunda şöyle bir çare buldu. Komşusunun verebileceği cevplara göre sorular hazırlayacak ona göre de sohbeti tamamlayacaktı. Önce nasılsın diye soracak. Komşusu, eh iyiyim diyecek, kendisi de oh oh şükürler olsun diyecekti.  Ne yedin ne içtin diye soracaktı, komşusu da çorba içtim diyecek, kendisi de ooh şifa olsun diyecekti. Sonra hangi hekim geliyor diye soracaktı, komşusu da falanca diyecekti,  o da ooo pek şifalıdır eli diyecekti. Bu planları yaparak komşusunun yolunu tuttu. Kapıyı çaldı. Kapı açıldı içeri girdi, yanına oturdu. Başladı sormaya. 
-Nasılsın komşum?
-Öldüm bittim çok fenayım.
-Oh oh şükürler olsun.
-Be adam neye şükür. Demek bunca zaman kötülüğümü ister dururmuşsun.
-Ne yedin ne içtin?
-Zehir zıkkım.
-Oooh afiyet şeker olsun. Hekimlerden kim geliyor?
- Azrail geliyor be adam.
-Oooo eli pek uğurludur neşelenmelisin.
    Sağır oh komşuluk görevimi de güzelce yerine getirdim diyerek evden ayrıldı.  Komşusu ise meğerse bu adam can düşmanımızmış da haberimiz yokmuş diye söyleniyordu.
Sonuç; Kıyas yolu ile hareket ederseniz zarar gören siz olursunuz ama bunun farkında bile olamayabilirsiniz.