İlk oynanış şeklinde bugünkü hareket kabiliyetindeki bir vezir veya kraliçe yoktu. Gerçi şahın yanında Araplar tarafından akıllı adam diye isimlendirilen bir taş vardı ama hareket imkanı çok kısıtlıydı. Sadece bir kere o da çapraz olmak koşuluyla ilerleyebiliyordu.
Asırdan aşıra ülkeden ülkeye satranç oyunu gittikçe gelişti ve bazı değişikliklere uğradı. Avrupa'ya ulaştığında vezirin ismi kraliçe oldu ama hareket imkânı hala kısıtlıydı. Bununla belki o yıllarda Avrupa'da yaşayan güçlü kraliçelerin krallarının daima yanında olup onları kollamaları şeklinde sosyal bir bağlantı kurulabilir.
Bu şekli ile satranç oyunu çok yavaş oynanabildiğinden oyunu süratlendirmek için kraliçe (vezir) ve filin güçleri yani hareket imkanları arttırıldı etkinlik sahaları genişletildi. Bir başka kural değişikliği ile satranç tahtasının karşı kenarına varabilen bir piyonun kraliçe (vezir) olabilmesi imkânı tanındı.
Bu çok çağdaş ve demokratik bir değişimdi. Taşların en güçsüzü ve alçak gönüllüsü piyade işlerinde sebat eder ve başarı ile ilerlerse en güçlü taş olabiliyor hatta karşı tarafın şahını mat ederek en son sözü söyleyebiliyordu. Avrupa'da gün geçtikçe gelişen demokrasi yıkılan krallıklar satranca da yansıyordu. Şah artık örneği çok az kalmış güçsüz monarşik hükümdarlar gibi köşesinden pek çıkamıyordu. Gerçeği oyunda iken ikinci bir kraliçenin ortaya çıkması ise başlangıçta oyuncuların kafasını karıştırdı ama hangi şah bir yerine iki kraliçesinin olmasını istemez ki!
Yorumlar
İnsanlığın bulduğu en karmaşık oyunlardan birisi
ooo çok güzel içerik
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız