Pek çok insanın satranç ile uzaktan yakından pek fazla ilgisi yoktur. Zaten satranç da çok popüler bir oyun değildir. Ama satranç popüler bir oyun olmamasına rağmen oynanması işe insanın beyninde bile ciddi değişimler yaratabilen bir oyundur. Satranç insanın plan yapma, o planı detaylandırarak planlamaya dönüştürmesine ve sonrasında da o planlamanın sahada uygulanması ile stratejiye çevirme yeteneğini geliştiren son derece farklı bir oyundur.

İnsanlığın bulduğu oyunlar arasında insanın beynini geliştirmesini sağlayan ender oyunlardan birisidir. Satranç oynanış şekli ile hayatın tam olarak aynısı olmasa da hayata karşı büyük benzerlik gösteren oyunlardan birisidir. Satranç ile insan hayatı arasında en çok benzerlik gösteren yanlardan birisinde verdiğimiz kararların tıpkı hayatımızda olduğu gibi oyununda etkilemesidir. Bir satranç oyununda planladığımız gibi hayatımızı da planlayabildiğimizi bir düşünsenize.

 Örneğin tüm günümüzü hedeflerimiz doğrultusunda planlayabildiğimizi. Hatta tüm ayımızı yanda tüm yılımızı. Tanıştığımız insanları, onlarla kurduğumuz iletişimimizi ve daha fazlasını. İşte o zaman satranç oynamak işe yaşamımız birbirine çok benzerdi. Peki hangisi daha iyi sonuç verirdi. Bir oyun gibi mi yaşamak yoksa avare gibi mi yaşamak? Ya da hislerimizle mi yaşamak daha iyidir? Pek çok kişi kolay olanı seçer. Zor olanı seçenler ise çok daha başka hayatlar yaşar.