Su Kirliliği ve Su Kaynakları (IV)
Suyun böylesine değerli olması günümüzde sınır aşan sular konusunu ortaya çıkarmıştır. Ve bu gelecekte yaşanabilmesi olası su savaşlarının tetikleyicisi olarak görülüyor. Sınır aşan su bir ülkede doğup başka bir ülkenin topraklarına akan sulardır. 1996 yılında kurulan Dünya Su Konseyi sınır aşan sulardan doğan sorunları engellemeyi amaçlıyor.
SINIR AŞAN SULAR
Sınır Aşan Nehir 200
Dünya sularına oranı % 30
Ülke sayısı 140
Dünya nüfusuna oranı % 40
Türkiye’nin de sınır aşan sular problemi mevcut. Meriç, Fırat, Dicle gibi bütün sınır aşan nehirler ülkemiz için uzun süre problem oldu. Bu problemlerin temel sebebi Hormon Doktrini idi. Hormon doktrinine göre suyun kaynağının bulunduğu ülke su üzerinde mutlak egemenliğe sahiptir. Bu doktrinden yola çıkarak Bulgaristan Meriç Nehrinin kendi ülkesinden doğduğu için tüm kullanma hakkının kendinde olduğunu iddia etmektedir. Bu yüzden 1993 yılında yaşanan kuraklıkta Türkiye Bulgaristan’dan su satın almak zorunda kalmıştır. Fırat ve Dicle için ise tamamen tersi bir durum söz konusudur. Güney komşularımız bizim bu suları çok kullandığımızı ve kendilerine çok az su kaldığını iddia etmektedir. Özellikle Güneydoğu Anadolu projesi bizim için iyi onlar için endişe verici bir gelişme idi. İddia ettikleri Türkiye’nin bu projeyle daha da fazla su kullanacağı kendilerine az su kalacağı idi. Fırat nehri ülkemiz topraklarından çıktıktan sonra önce Suriye ye ardından da Irak topraklarına geçiyor. Irak Suriye’den daha fazla su istiyor fakat Suriye ise Türkiye’nin vermediğini bahane ederek buna pek yanaşmıyor. Bu durum iki ülkeyi savaşa oldukça yaklaştırmıştı.
Türkiye ve güney komşuları bu sorunları çözmek üzere kendi aralarında komisyonlar kurdu. Amaçlanan uzmanların Türkiye, Irak ve Suriye’ye gidip bu ülkelerin ne kadar suya ihtiyacı olduğunu tespit edip buna göre paylaşım planı hazırlamaktı. Ancak Suriye ve Irak kendi ülkelerinde araştırma yapılmasına imkan vermemesiyle bu proje de sonuçsuz kaldı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız