Eğitim düzeyi, bilgi birikimi. Bugün bir bireyin hayatını daha iyi hale getirebilmesi için son derece önemli ve sahip olması gereken kavramlar. Bir bireyin bugün eğitim düzeyi yükseldikçe ya da bilgi birikimi arttıkça hayatı daha iyi hale gelebiliyor. Ancak bu bireysel bazda olan bir icat. Eğer durumu topluma çekersek ve toplumsal bazda bir ilgiye gidiş ararsak, eğitimin ve bilgi birikimine yetmediğini görebiliriz. Evet, toplumsal bazda bilgi birikimi ve eğitim her şeye yetmiyor. Peki, bu neden böyle?

Neden zekayla, bilgi birikimiyle ya da eğitim düzeyiyle her şeyi çözemiyoruz? Çünkü toplumda bazı hayati meslekler eğitim düzeyiyle ilgili değildir. Kas gücüyle ya da başka faktörlerle ilgilidir. Örneğin siz çok eğitimli ve çok zeki bir bireyi cephede savaşması için görevlendiremeyebilirsiniz. Veyahut da siz çok eğitimli ya da çok zeki bir bireyi toplumun devamlılığını sağlayan altyapı hizmetlerinde çalıştıramayabilirsiniz. Ancak bu ve bunun gibi işler toplumun devamlılığı için vazgeçilmezdir. İşte bu yüzden cahil diyebileceğimiz insanların varlığı da toplumun devamlılığı için gereklidir.

Toplumun devamlılığı ise zengin ya da fakir, eğitimli ya da eğitimsiz her bireyin hayatının devamlılığını sağlar. İşte burada görmemiz gereken şey aslında meselenin zeka ile ya da eğitimle ilgili olmadığıdır. Aslında tüm mesele bir dengeden ibarettir. Zenginle fakirin toplum içindeki dengesi, eğitimli insanlarla eğitimsiz insanların toplum içindeki dengesi. Eğer burada bir denge bozukluğu yaşanırsa işte o zaman toplumun çöktüğünü görebiliriz.