Ud kelimesinin aslı Arapçadır: "Sarısabır" veya "ödağacı" anlamındaki "el-oud"dan gelir. Türkler bunu okunuştaki "el-" edatını atarak "ud" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı olan Batılılarsa, 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı seferleri sırasında tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza, luth (Fr.), lute (İng.), Laute (Alm.), liuto (İtal.), Alaud (İsp.), Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. "Adı Arapça olduğuna göre, ud Arap sazı o halde!" Hem çok acele, hem çok yanlış bir hüküm bu. Çünkü bu sazı ilk defa 7. yy'da Horasan'dan Bağdad'a çalışmaya gelen Türk işçilerin elinde görmüş olan Araplar, göğsünün yapılmış olduğu sarısabır ağacından dolayı "el-oud" adını vermişlerse de saz, Türklerin bin yıllık Kopuz'undan başka bir şey değildir; nitekim ta Hunlar'dan beri ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Türk ordusu yoktu.
Devamı için buraya tıklayabilirsiniz.
Yorumlar
aaa çok ilginç hemen tıkladım
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız