İran efsanelerinin birinde kıskanç ve zalim bir padişah yaşarmış. Haremindeki ince belli kızları kimse görmesin diye gizli bir kalede saklarmış.
Bir gün bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağmaya başlamış. Öyle yağmış öyle yağmış ki yağmur, kalenin dibini yıkacak kadar. Tabi yıkmamış ama bir gedik açmış. Zaman geçmiş sular yavaş yavaş geriye çekilmiş. Padişahı hiç sevmeyen, kaleden kaçıp kurtulmak isteyen bir kız varmış. Bu gediği hemen keşfetmiş. Gedikten geçerek dışarı çıkmış ve genç bir çobanla tanışmış.
Gel zaman git zaman, sohbet ede ede genç çobana aşık olmuş. Birbirlerine her şeyi anlatan aşıklar, bir gün birbirlerine hep sadık kalacaklarına dair yemin etmişler.
Peki sözlerine sadık kalabilmişler mi? Peki bülbül ve gülün bununla ne ilgisi var? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Yorumlar
Tıklamayan kaldı mı?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız