Verdiğim kararlardan dolayı pişman dahi olacak olsam, kararı kendim almış olmanın rahatlığı olur üzerimde.
Çok güvendiğiniz, ailenizden, yakın çevrenizden birinin tavsiyesi hatta belki emrivakisiyle bir şeyler yapmanız sonucu mutlu olabilirsiniz belki. Ama pişman da olabilirsiniz.
Bu zamana kadar böyle gelmiş de olabilirsiniz. Ama birey olmanın zamanı geldi. Gerçekten bir kere yaşıyoruz. Ve bu hayatı kendi kararlarımızla yaşamak hakkımız değil mi?
Bu 'ben özgürüm, bana kimse karışamaz' tarzı ağızda sakız, yayık ağızla söylenmiş sözler değil. Bu yaşadığın hayatın iplerini eline alıp kararlarını kendi verme.
Tabi ki tercih yaparken ailenin veya çevrenin fikirleri olacaktır. Dinle! Ama süzgecinden geçir ve kimsenin baskısı altında kalma. Yaptığın tercih içine sinsin!
Burada kast ettiğim bugün tarhana çorbası mı yapayım mercimek mi tercihi veya kararı değil; hayatına alacağın kişiler, muhatap olacağın insanlar, mesleğin, okuduğun okul...
İnsanların seni tanıdığını sanıp kafalarında oluşturdukları kişiye göre değil KENDİNE gerçekten olduğun kişiye göre karar ver.
Bencillik yap demiyorum asla. Kendini düşün de demiyorum. Olduğun kişi kimse içine dön sor ve onunla karar ver.
Pişman olabilirsin, yılların gidebilir ama emin ol başkasının şeyiyle hareket edip pişman olduğundaki içerideki o boşluk, kendi kararlarında olmuyor.
Tabi yine sana kalmış, ben dedim diye bunları yapacak halin yok. Zaten ben de bundan bahsediyorum.
Anlatma sırası sizde...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız