Küçük yaşlarda aşılandı bu sevda bize. Öyle bir sevgidir ki karşılıksız, saf, temiz ama sonuna kadardır. Bu sevgiyi en basit olarak şöyle anlatabiliriz: Tuttuğunuz takım gol attığında siz evde, kahvede, kafede, statta ya da arabanızda olun boğanız yırtılana kadar bağırırsınız sevinçten ama gol aran oyuncunun haberi olmaz. Sizin coşkunuz tuttuğunuz takımın formasını terleten oyuncuya manevi destek olur, camiaya veya tutuğunuz takımın ruhuna işler bu sevda ve hep bir ağızdan tek yürek söyleriz marşları. Bu öyle bir oyundur ki 2007 yılında açıklanan sayılara göre dünya çapında 270 milyondan fazla kişi futbol oynuyor, 301 binin üzerinde futbol kulübü var, 840 binin üzerinde hakem ve 113 binin üzerinde profesyonel futbolcu var. Ama biz bu rakamlardan çok daha fazlasıyız. Biz 12 numarayız. Hazırsak 12 numara, sizleri dünyanın en ateşlisi seçilmiş 5 stat ile baş başa bırakıyorum…
Adından da rahatça anlayabileceğimiz gibi, Celtic kulübünün ev sahibi olduğu sahadır. Konum olarak Parkhead lakabıyla bilinir. Celtic taraftarlarının ona verdiği isim ise Paradise’dır. En çok söyledikleri marşlarına örnek olarak ‘’Just Can’t Get Enogh’’ verilebilir. Sözleri şu şekildedir:
When I see you Celtic, I go out of my head,
I just can't get enough, I just can't get enough.
All the things you do to me and all the things you say,
I just can't get enough, I just can't get enough.
We slip and slide and we fall in love
And I just can't seem to get enough.
Çevirisi dilimizde tam olarak onlarda yarattığı hissi ve anlattıkları duyguyu karşılayamayacak olsa da Türkçesini aşağıya bırakıyorum...
Seni Celtic gördüğümde, kafamın dışına çıkıyorum,
Yeterince alamıyorum, sadece doyamıyorum.
Bana yaptığın her şey ve söylediğin her şey,
Yeterince alamıyorum, sadece doyamıyorum.
Kayıyoruz ve kayıyoruz ve aşık oluyoruz
Ve yeterince alamıyorum.
Salla atkıyı, salla....
Yapım amacı çok işlevli bir stat olmasıdır. Bunun yanında bu saha bizim için FK Kızılyıldız’ın evidir. Sırbistan’ın Belgrad şehrinde bulunan bu stat 55,538 kişilik taraftar kapasitesinin yanında 12 numarasının yaptığı meşaleli gösterilerle unutulmaz olmuştur. Omuz omuza söyledikleri marşlarının bir örneğini alta iliştirdim.
??????-????, ?? ??? ?? ????,
? ???' ?? ??????, ? ???? ?? ???!
??? ???? ???? ?? ???? ?? ???,
??????? ????? ?????? ???!
???, ?????, ??????, ??????,
????????, ???????????!
Çevirisi dilimizde tam olarak onlarda yarattığı hissi ve anlattıkları duyguyu karşılayamayacak olsa da Türkçesini aşağıya bırakıyorum...
Kırmızı ve beyaz biz seninleyiz
Ve neşe olduğunda ve acı olduğunda!
Tüm kalbimiz hep seninle
Bize asla ihanet etme!
Ale, aleee, aleeee, oooooo,
Aleeeeee, ooooooooooo!
Kardeşim meşaleyi düzgün yak, bak montum hediye yanmasın…
Signal Iduna Park, Borussia Dortmund takımının evi olan bu stat, Almanya’nın Dortmund kentinde yer alır. Eski adı Westfalenstadion’dur. 2005 yılında sigorta şirketi olan Signal Iduna ile yapılan sponsorluk anlaşmasından sonra 2021 yılına kadar adı değişmiştir. Taraftarlarının en çok haykırdığı marşlardan biriside sevgilerini dile getirdikleri şu marştır:
Ich geh' mit dir wohin du willst,
Auch bis ans Ende dieser Welt,
An Meer und Strand wo Sonne scheint,
Will ich mit dir alleine sein!
Und so wie es ist,
Und so wie du bist,
Bin ich immer wieder für dich da,
Ich lass' dich nie mehr alleine,
Das ist dir hoffentlich klar!
BVB!
BVB!
Oooooo...
Çevirisi dilimizde tam olarak onlarda yarattığı hissi ve anlattıkları duyguyu karşılayamayacak olsa da Türkçesini aşağıya bırakıyorum...
Seninle nereye istersen giderim,
Bu dünyanın sonuna kadar bile,
Denizde ve güneşin parladığı kumsalda,
Seninle yalnız kalmak istiyorum!
Ve olduğu gibi,
Ve olduğun gibi,
Her zaman senin için oradayım,
Seni bir daha asla yalnız bırakmayacağım,
Umarım bunu anlarsın!
BVB!
BVB!
Oooooo ...
Anfield, İngiltere’nin Liverpool şehrinde bulunan ve UEFA’dan 4 yıldız almış sayılı statlardandır. Aslında Liverpool FC Anfield’ı değil Anfield Liverpool FC’yi var etmiştir. Şaşırdınız değil mi? Bende öyle. İlk inşa edildiğinde 8 sene boyunca Everton FC bu statta ev sahibi iken kira anlaşmasında bir anlaşmazlık çıkıyor ve Everton FC Goodison Park’a taşınıyor. Bu duruma sinirlenen ve elinde gerçekten büyük bir saha ile kalan John Houlding Liverpool FC’yi kuruyor. İyi ki de kuruyor bence. Yoksa o unutulmaz besteleri olan ‘’You’ll Never Walk Alone’’ nasıl silerdi kulaklarımızın pasını. Açın atkıları şimdi takıma destek zamanı bağıra bağıra söylüyoruz…
When you walk through a storm,
Hold your head up high,
And don’t be afraid of the dark,
At the end of a storm,
There’s a golden sky,
And the sweet silver song of a lark.
Walk on through the wind,
Walk on through the rain,
Though your dreams be tossed and blown,
Walk on, walk on, with hope in your heart,
And you’ll never walk alone,
You’ll never walk alone.
Çevirisi dilimizde tam olarak onlarda yarattığı hissi ve anlattıkları duyguyu karşılayamayacak olsa da Türkçesini aşağıya bırakıyorum...
Bir fırtınada yürürken,
Başını dik tut,
Ve karanlıktan korkma,
Bir fırtınanın sonunda,
Altın bir gökyüzü var,
Ve bir tarla kuşunun tatlı gümüş şarkısı.
Rüzgârda yürü,
Yağmurda yürü,
Düşlerin fırlatılıp uçurulsa da,
Yürü yürü yüreğinde umutla,
Ve asla yalnız yürümeyeceksin,
Estadio Alberto J. Armando olarak bilinen ismiyle La Bombonera, Arjantin ülkesinin Buenos Aires şehrinin La Boca bölgesinde bulunmaktadır. La Bombonera adını adından çıkartabileceğim bir şeyden, şeker kutusuna benzer mimarisinden dolayı almıştır. Taraftarlarının ateşi stadın sahip olduğundan çok daha ötedir. Kara sevda diyebileceğimiz bir sevgidir Boca’lıların takımlarına olan aşkı. Tek çözümü ise maç günü statta yerlerini alıp, sesleri kısılana kadar tezahüratlara eşlik etmeleridir. Tezahüratların bir örneğini sizler için aşağıya bırakıyorum.
Mama,
Mama yo quiero,
Oh oh,
Mama yo quiero,
Oh oh,
Mama yo quiero, Mama,
Que gane Boca oh oh,
Que gane Boca oh oh,
Que gane Boca y todo el año es carnaval
Mama mama mama yo quiero oh oh,
Mama yo quiero oh oh,
Mama yo quiero mama,
Que gane Boca oh oh,
Que gane Boca oh oh,
Que gane Boca y todo el año es carnaval...
Çevirisi dilimizde tam olarak onlarda yarattığı hissi ve anlattıkları duyguyu karşılayamayacak olsa da Türkçesini aşağıya bırakıyorum...
Anne,
Anne istiyorum,
Oh oh,
Anne istiyorum,
Oh oh,
Anne istiyorum, anne,
Boca kazanabilir, oh oh,
Boca kazanabilir, oh oh,
Boca kazansın ve bütün yıl karnaval olsun
Anne anne anne istiyorum oh oh,
Anne, oh oh istiyorum,
Anne, anne istiyorum,
Boca kazanabilir, oh oh,
Boca kazanabilir, oh oh,
Boca kazansın ve tüm yıl karnaval ...
Futbol nerede oynanır? Stat nedir? Taraftar nedir? Taraftar kime denir
Yorumlar
İngilizler olaya biraz daha edebi bakmış
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız