Veliefendi'deki ilk yarışları, Reşat Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi'nde:
"II. Abdülhamid'in hal'i ve Meşrutiyet'in kat'i olarak yerleşmesinden sonra, 1328'de (1912), Balkan Harbi arifesinde yapılmıştır" diyerek anlatıyor.
O dönemin at yarışları, 1913 yılı Serveti Fünun Salnamesi'nde de (yıllık) anlatılır:
"Geçen sene, İstanbul hayatında pek neşve feza bir yenilik izhar edilmişti; şimdiye kadar Moda'da, Büyükada'da, hattâ devri Hamid de bile nasılsa müsaade edilerek kayık ve kotra yarışları icra edilmiş, fakat at yarışı, İstanbul hayatı için külliyen meçhul bir zevk kalmıştı. İşte geçen sene, Veliefendi mevkii, bu eğlence için pek müsait bulunarak, orada, bir heyeti tertibiyenin ziri idaresinde icra olundu. İlk yarışlar bu işlerde yeni başlayanlara mahsus acemiliklere, şaşkınlıklara rağmen büyük bir muvaffakiyetle yapıldı."
Padişah'ın himayesindeki yarışlara Hanedan da büyük ilgi gösteriyordu. Koşu günleri Veliefendi'ye pek çok izleyici geliyor; ordunun görevlendirdiği subaylar, fotoğraf ve film çekiyorlardı. Bu filmler de sinemalarda gösterilerek at yarışları tanıtılıyor ve halk özendiriliyordu. Çünkü at yarışlarına, 'batılılaşmanın bir gereği' olarak bakılıyordu. Veliefendi yarışlarının ilk haftası başarı ile yapılır. Ama ikinci hafta yarışları, Balkan Savaşı'nın patlak vermesi nedeniyle gerçekleşemez. Bu durum, Serveti Fünun Salnamesi'nde pek güzel anlatılır:
"Fakat, maatteessüf, ikinci yarış, birdenbire bir saikai bela gibi görülen harb seiyesiyle, yalnız tayyarelerin iştirakini, temini muvaffakiyet için her şeyin yapıldığını vaad eden duvarlardaki ilanlardan ibaret bir eseri gösterebilirdi. Yarış beygirleri muharebeye sevk olundu ve o zevklere bedel İstanbul halkı, maatteessüf düşmanımızın payitaht kapılarına kadar gelmesini mucıb olan feci, hunin diğer bir yarışta, bir harb yarışında hazır bulundu. Harbin hayırlısıyle hitamından sonra, yarışlara tekrar başlanılması, ahassi temenniyattandır."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız