Antarktika Kıtası’nın keşif serüveni başlangıcı aslında M.Ö. 600-300 yılları arasında Yunan filozofların dünyanın denge ve simetri üzerine düşüncelerine dayanır. Kuzey kutbunun en uç noktasında olan toprak parçasının güney kutbunun en uç noktasında da olması gerekliliği üzerine şekillenen bu düşünce ile insanoğlu güneydeki en uç noktaya o dönemden beri zaman zaman ulaşmaya çalışmıştır.
15. yüzyılda Avrupalı kaşiflerin Afrika Kıtası boyunca ilerleyip Ümit Burnu etrafında buldukları yeni rotalar ile bu yönde adım adım yapılan keşifler 17. yüzyılda Avustralya’yı keşfettiklerinde dünyanın güneydeki son noktasına geldiklerini düşünmüşlerdir. 1773 yılında Kaptan James Cook farklı enlem ve boylamlarda üç kez Güney Kutup Dairesi’ni geçtiğinde bu düşünce son bulmuş, Cook bugünkü Antarktika kıyılarına 121 km yaklaşmıştır. Ancak buz engeli nedeniyle daha ilerisine gidememiş ve bu bölgeden sonra yaşanabilecek yeni bir kara olmadığını belirtmiştir. 1820’lere kadarda bu bölgenin ötesinde yeni bir arayış gerçekleşmemiştir.
1820 yılında tarihte bugün 28 Ocak’ta Rus İmparatorluk Donanması’ndan Fabian Gottlieb von Bellingshausen, Kraliyet Donanması’ndan Edward Bransfield ve Amerikalı denizci Nathaniel Palmer komutalarındaki mürettebatla birlikte kıtayı ilk görenler olarak kabul edilir. 1840 yılında Amerika Birleşik Devletleri Donanması bugün Wilkes olarak adlandırılan Antarktika kıta topraklarına ulaştı. Bu tarihten itibaren 1900’lü yılların başlarına kadar Avrupa ve Amerika’dan pek çok farklı kaşif Antarktika üzerindeki farklı noktaları ve adaları keşfetmeye devam etmiştir. Kıta üzerindeki ilk uçuş ise Sir George Hubert Wilkins ve Carl Ben Eielson tarafından 1928 yılında gerçekleştirildi. 1928-1947 yılları arasında Richard E. Byrd liderliğinde iki gemi ve üç uçakla Antarktika Kıtası’nda ilk bilimsel çalışmalar yapılmaya başlandı ve kıtanın ilk fotoğrafları çekildi.
1956-1958 yılları Antarktika için çok daha derin keşif araştırmalarının yapıldığı dönemdir. Uluslararası Jeofizik Yılı sebebiyle pek çok ülke tarafından kıta üzerinde başta jeolojik araştırmalar olmak üzere farklı çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalar bugün hala süren bilimsel araştırmaların temelini oluşturdu.
kaynak: 1
Yorumlar
ilginç değil mi?
Aslında geç bir tarihte keşfedilmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız