Agadez" ismini duydunuz mu hiç? Agadez, Osmanlı'nın Afrika'da ulaştığı en uzak yermiş. Ancak ilginç olan sadece Osmanlı'nın oraya kadar gitmesi değil, bu insanların hala Osmanlı'ya bağlı oluşu… "Biz Osmanlıyız!" diyor bu kentin insanları. Agadez'in valisine hala "Sultan" diyorlar. Bu bölgenin adı hala "Agadez Sultanlığı." Üstelik kendilerinin Türk soyundan geldiklerini söylüyorlar. Diğer Nijerli kabilelerden daha açık renkli bir tene sahip olmalarını da buna delil olarak gösteriyorlar.
Okullarında Osmanlı Tarihi, ders olarak okutuluyor. Nijer Cumhurbaşkanı, Türkiye'den gelen heyetlere, Nijer ile Türkiye arasındaki sıcak ilişkilerin Osmanlı dönemine kadar uzandığını büyük bir gururla anlatıyor. Bir genel ev kenti Agadez. Çevresi altın sarısı çölle kaplı. Kum denizindeki yeşil adacıkları andıran vahalarda meyve sebze yetiştiriliyor. Yüksek genel ev duvarlarla çevrili bahçelerde dört kazık üzerine örtülen hasırlardan oluşan çardaklar var. Agadezliler kavurucu sıcaklarda günün büyük bölümünü buralarda geçiriyor. Agadez'in mimari açıdan en önemli yapısı, 700 yıllık olduğu söylenen Camii Kebir; yani Büyük Cami. Afrika İslami mimarisinin en önemli örneklerinden.
Agadez'in bilinen en eski sultanının adı Yusuf. Bu yüzden şu anda sultan olarak hitap edilen valinin bulunduğu saraya da Yusuf'un Evi deniliyor. Agadez'in Osmanlı'yla olan ilişkisine gelince... Osmanlı arşivlerinde 'Tevarık' olarak bahsedilen Tuaregler, Hagarlar ve Ezgarlar olarak iki topluluktan oluşuyor. Giysileri nedeniyle Çölün Mavi Adamları olarak bilinen Tuareglerden, çetin çöl şartlarına dayanıklı, ticarete yatkın, savaşçı bir kavim olarak bahsediyor tarih kaynakları. Yüzyıllar boyunca güneyden kuzeye uzanan kervan yollarının güvenliğini sağlarlar. 19. yüzyılda ticaret kervanlarının önemini kaybetmesi ile ekonomik sıkıntı içine giren bölge, bir yandan da yıllarca sürecek iç çekişmeler yüzünden huzursuzlukla karşı karşıya kalır. Bunun üzerine, Osmanlı'ya başvurur buradaki yöneticiler.
Takvimler 1875′i gösterirken, Trablus eyaletine bağlı, Fizan sancağındaki Osmanlı valisine başvururlar ve Osmanlı'yı davet ederler ülkelerine. II. Abdülhamit'in emriyle Osmanlı topraklarına katılır bölge. 1875′ten sonra, bölgenin yer altı zenginliklerini ele geçirmeye çalışan Fransızlar ile Osmanlı arasında tam bir güç gösterisi yaşanır. Bazı küçük çatışmalar dışında bu bölge Osmanlı buradan ayrılana kadar huzur içinde yaşar. Ancak Trablusgarp savaşıyla birlikte bölgede dengeler değişir. Osmanlı yavaş yavaş bu bölgeden çekilirken, boşluğu Fransa doldurur. Tabi bu değişim o kadar da kolay olmaz. Çünkü Osmanlı'yı kendi iradeleriyle davet eden Tuaregler, işgalci Fransızlara karşı büyük bir direnç ortaya koyar. Ancak 1918 yılından itibaren Osmanlının bütünüyle Afrika'dan çekilmesi ile birlikte Fransa büyük emeline ulaşmış olur. Ancak bugün bile hala kendilerini Osmanlı görmeleri ve Osmanlı Tarihi okumaları ayrı bir mesajdır kimbilir.
Yorumlar
İlk kez duydum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız