Mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşı başladığı zaman Türk Ordusunda Alman subaylarına önemli görevler verilmesinin karşısındaydı. Alman Mareşali Falkenhayn bu gibilerini itirazdan vazgeçirmek için çeşitli usullere başvuruyordu. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa’nın Yedinci Ordu Kumandanlığına hareket edeceği gece, İstanbul Akaretler ’deki 74 numaralı eve Alman Mareşalinin karargâhında memur olan bir Türk kurmay subayı ile genç bir Alman subayı geldiler. Ufak sandıklar içinde bazı şeyler getirdiler.
Mustafa Kemal Paşa sordu:
“Bunlar nedir?“
Alman subay cevap verdi.
“İstanbul’dan ayrılıyorsunuz; size Mareşal Falkenhayn bir miktar altın göndermiştir.”
“Bu paralar yanlış gelmiş. Ordunun Levazım Başkanlığına gönderilmesi lazımdı.”
“Efendim, o da başka...” Mustafa Kemal paranın ne kadar olduğunu anladıktan sonra, Alman subayının önünde, onları teslim aldığına dair senet imzaladı; fakat Alman subayı bunu kabul etmedi. O zaman Paşa Türk subayına emretti:
“Bu subay, senedi alıp Mareşale versin ve siz de paraları gelip alması için levazım başkanlığına haber gönderiniz..."
Birkaç ay sonra Mustafa Kemal Paşa Yedinci Ordu Kumandanlığını, vekil olarak Ali Rıza Paşa’ya bırakmış, ayrılmıştı; altınları da ona teslim ederek makbuz almıştı. Bu makbuzu iki yaverine verdi ve emretti:
“Mareşal Falkenhayn’e gidiniz; kendisini görünüz, bu makbuzu vererek benim imzamın bulunduğu evrakı ondan alınız!” Mareşal Falkenhayn yaverine:
“Mustafa Kemal Paşa’ya böyle bir para verdiğimi hatırlamıyorum; bende imzalı senedinin bulunduğunu da bilmiyorum. Bunun için Ali Rıza imzalı evrakı da kabul edemem!” dedi.
Mustafa Kemal Paşa şu haberi yolladı;
“Verdiğiniz altınlar olduğu gibi duruyor; onlar için size senet verilmiştir. Sizde böyle bir senedin bulunmayışı altınları yok edemez. Belgeyi kaybetmiş olabilirsiniz; o halde verdiğiniz altınları size iade edeceğiz; aldığınıza dair siz bize makbuz veriniz! Ben altın için, memleket çıkarlarına göz yumacak insanlardan değilim. Paralarınız duruyor, fakat onlardan daha kıymetli olan Mustafa Kemal imzası sizde kalamaz!”
İki subay bir saat sonra senedi alıp dönmüşlerdi.
Kaynak: Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
Yorumlar
ayyy en değerli o en değerli
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız