Trabzon valisi olan Şehzade Selim, II. Bayezid'in hayatta kalmış en küçük oğluydu, ancak en sert ve en gözü kara olanıydı. II. Bayezid ve devlet adamlarının önemli bir kısmı ise padişahın büyük oğlu Ahmet’i tahtta görmek istiyorlardı. Ancak Şehzade Ahmed askerler arasında fazla tutulmuyordu.
Şehzade Selim'in Rumeli'de bir sancağa gelme isteği kabul edilmedi. Baba ile oğul arasında, gidip gelen elçilere rağmen anlaşma sağlanamayınca, ihtiyar padişah ordusunu toplayarak oğlunu Edirne yakınlarında karşıladı.
Şehzadeye Rumeli'de Semendire, Alacahisar ve İzvornik sancakları verilince savaşılmadı. II. Bayezid, Şehzade Ahmet’i veliaht yapmayacağına dair bir ahidnâme de verdi. Fakat padişah bu ahidnâmeye rağmen Ahmed'i yerine geçirmekten vazgeçmedi. İstanbul'a çağırılan Şehzade Ahmed, Maltepe'ye kadar gelmişken, yeniçeriler ayaklandı.
Bunun üzerine, Kefe'den tekrar hareket eden Şehzade Selim, Rumeli'ye geldiğinde askerler tarafından İstanbul'a davet edildi. 25 Nisan 1512'de Şehzade Selim, yeni çeri ve sipahilerle birlikte sarayın önüne geldi. Padişah, askerin yerini oğluna bırakmasını istemesi üzerine, tahtan çekildi ve Selim'in padişahlığını kabul etti. Yavuz'un babasını devirerek tahtı ele geçirmesi, bu tür bir taht değişikliğinin Osmanlı tarihindeki ilk ve son örneğidir.
Tahttan çekildikten 20 gün sonra II. Bayezid, ömrünün geri kalan kısmını geçirmek üzere Dimetoka'ya doğru yola çıktı. Ancak buraya varamadan, 26 Mayıs'ta yolda öldü... Şehabettin Tekindağ'ın bu konuda yaptığı araştırmaya göre, Yavuz, babası II. Bayezid'i zehirlemiştir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız