Artık, Sofya-İstanbul arasında perişan kafileler vardır ve bu, yüzyıllar önce fethedilen Balkan topraklarına Anadolu'dan göçenlerin 'Evlâd-ı Fatihan' denilen torunlarının, ricat eden ordunun ardına takılıp '93 Muhacirleri' kimliğiyle geri dönüşü olmuştur. Bu dönüş, bir 'muhaceret' sürecinin başlangıcı olup arkası çorap söküğü gibi gelecek; Girit, Selanik, Bulgaristan, Romanya ve 'Mübadele' muhacirleri, fasılalarla Türkiye'ye sefalet ve gözyaşı taşıyacaklardır.
93 Harbi arifesinde Saray'ın, Babıali'nin, ordunun gündemleri, sorunlar ve bunalımlarla doluydu:
Yolsuzluklar, çığ gibi artan iç ve dış borçlar, yöneticilerle ilgili dedikodular, güven bunalımı, Genç Osmanlılar'ın özgürlük-demokrasi istekleri, Avrupa devletlerinin 'Doğu Sorunu'nu bir baskı öğesine dönüştürmeleri, Hersek'te ayaklanma (1875) ve o yıl, devlet borçlarının ödenmesini erteleyen Ramazan Kararnamesi'nin yayımlanması, Karadağ olayları, ertesi yıl Bulgaristan'da ayaklanma başlaması, 'talebe-i ulûm'un (medrese öğrencileri) eylemleri başladı, Berlin Memorandumu, Osmanlı devletinin bağımsızlığına vesayet konulması, Selanik'te Almanya ve Fransa konsoloslarının linç edilmesi, Sultan Abdülaziz'in (1861-1876) tahttan indirilmesi ve kuşkulu ölümü, Çerkeş Hasan Olayı yaşandı peşine Sırp ve Karadağ savaşları, depresyon geçiren V.Murad'ın da üç aylık bir saltanattan sonra tahttan indirilmesi, II. Abdülhamıd'in (1876-1909) tahta çıkışı, Ruslar Osmanlılara ültimatom verdi ve İstanbul Konferansı gerçekleşti, Kanun-ı Esasi'nin (Anayasa) ilanı, Meclis-i Meb'usan'ın açılışı...
93 Harbi'nden önceki 1875 ve 1876 yıllarının başlıca konuları bunlardı ve doğrusu, giderek güçlenen Rusya açısından, -Çar II.Aleksandr savaş yanlısı olmasa da- bir istila fırsatı doğmuş bulunuyordu! Rusya'nın 'umumi harp' ilanı peki ya sonra?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız