İngilizler, yalnızca Suriye cephesine değil, Hicaz'a da büyük önem veriyorlardı. Mekke ve Medine kutsal kentleri Hicaz'daydı. Fakat Osmanlı'nın müdafaa ettiği Hicaz'daki 'Şerif Hüseyin' (yani Mekke emiri Hüseyin bin Ali) İngilizlerle 1915 yılında gizlice anlaşmıştı.
Yılda 400 bin İngiliz Lirası karşılığında Hicaz, İngiliz himayesine girecekti. 27 Haziran 1916'da da Arapların Osmanlı'ya karşı ayaklanması başladı. Şerif Hüseyin'in ve dört oğlunun liderliğinde yürütülen bu ayaklanmayı aslında Kahire'de yaşayan İngiliz Sir Henry McMahon kışkırtmıştı.
Ekim 1916'da Lawrence Kahire'den ayrıldı; diplomat Sir Ronald Storrs'ın Arabistan gezisine eşlik etti. Şerif Hüseyin'in oğulları Abdullah ve Faysalla görüştü. Bu gelişmeler, Lawrence'ın kendini göstermesi için iyi bir fırsattı. Kahire'ye dönüşünde üstlerine, ayaklanma çabalarını silah ve altın yardımıyla desteklemeyi ve muhalif şeyhlerin Arap bağımsızlığı özlemlerinden yararlanarak bu ayaklanmayı, İngilizlerin genel askeri stratejisiyle birleştirmeyi öngören bir plan sundu.
Kahire'deki İngiliz İstihbarat Müdürü ve Arap Bürosu'nun kurucusu Albay Gilbert Clayton ile diplomat Sir Ronald Storrs bu planı onayladılar. Böylece Lawrence, Faysal'ın ordusuna katıldı. Arap isyanının şefi emir Faysal, bedevi kabilelerinin şefleriyle kurulmakta olan düzenli Arap ordusu arasındaki irtibat görevini Lawrence'a verdi.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız