Artık I. Dünya Savaşı sona ermişti ve diplomasi devreye girmişti. Ancak Paris'teki Barış Konferansı'nda (1919) Faysal'ın yanında İngiliz delegasyonunu temsil eden Lawrence'ın çabalan sonuçsuz kaldı. Lawrence, Arapların ve Büyük Britanya'nın ortak çıkarlarını savunmak için boşuna uğraştı: 1916'da Sykes Picot'da imzalanan İngiliz-Fransız anlaşmalarından da açıkça anlaşılacağı üzere, İngiliz hükümeti, Suriye ve Lübnan'ı Fransızlara; Filistin, Ürdün ve Irak'ı da Milletler Cemiyeti manda rejimine bırakarak, Arap müttefiklerine ihanet etmişti.
Fransa'nın Suriye'deki direnişi kırmasına göz yuman İngilizler, mali çıkarlarından dolayı, Kahire Konferansı'nda (12 Mart 1921) Iraklıların ve Filistinlilerin çıkışlarını da yatıştırdılar. O tarihte kolonilerden sorumlu bakan olan Winston Churchill, Lawrence'ı ve meslektaşı Hubert Young'ı bu sorunu çözmek üzere görevlendirdi.
Suriye'den kovulan Faysal'ın Irak tahtına çıkışı bir plebisitle ülke halkına dayatıldı. Faysal'ın kardeşi Abdullah'a da Ürdün iktidarı verildi. İngiltere, Filistin üzerindeki manda rejimini kontrol etmeye devam etti. Irak ve Ürdün, birkaç yıl, 'Büyük Britanya'nın adeta vassalı olarak kaldı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız