Buna rağmen, Talat ve Cemal paşaların aksine, Enver Paşa Türkiye'deki bağlantıları sayesinde, özellikle Kara Kemal'in aracılığıyla, iç politikada rol oynamaya çalıştı. Hatta Sakarya Savaşı öncesi Enver Paşa, Batum'a kadar gelip, başarısızlık halinde Ankara'da Mustafa Kemal'in yerini almayı tasarlamıştı. Zaferi kazanmasına, bütün İslam dünyasının Gazi'si sıfatına layık görülmesine rağmen Mustafa Kemal, kendisine karşı etki li bir düşmanlığın ancak İttihatçılardan gelebileceğini asla unutmuyordu.
Böylece ihtilal kanunları işledi. Anayasayı değiştirme suçlamasıyla eski Maliye Nazırı Cavid, İttihat ve Terakki liderlerin den Doktor Nazım, iki Ardahan milletvekili Hilmi ve Nail Beyler idam edildiler. Kısa bir süre sonra da yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanan eski Ankara valisi Abdülkadir sehpaya gönderildi.
Böylece İzmir ve Ankara davalarının sonucunda, 18 kişi idam edilmiş oldu. Ayrıca Ankara'da 5 kişi, 10'ar yıl kalebentliğe mahkûm edilirken, 37 sanık da beraat ettirildi. Her iki davada verilen kimi mahkûmiyetlerin haklılığı ya da haksızlığı, o zamandan beri tartışılmaktadır.
Rauf Orbay suçsuzluğunda hep ısrar etmiş, suikast haberini bildiği halde uyarmadığı iddiasını reddetmiştir. O kadar ki Cumhuriyet'in 10'uncu yılında çıkarılan aftan yararlanmaya bile yanaşmamıştır.
Başta Karabekir olmak üze re, İzmir'de beraat eden paşalar, tekrar orduya dönmediler ve 5 Ocak 1927'de emekliye sevk edil diler. Tabii, siyasete girmelerine de izin verilmedi Ancak İsmet İnönü cumhurbaşkanı olduğun da ve 1939 seçimlerinde kadrolarını yenilediğinde, Karabekir ve Orbay gibi o dönemin dışlananlarını milletvekili seçtirdi.
Suçsuzluğu üzerinde en çok durulan, Cavid Bey olmuştur. Toplantıların evinde yapılmasından ve suikast konusunun orada gündeme getirilmiş olması iddiasından dolayı suçlu sayılmıştır. Davada beraat eden en yakın arkadaşı Hüseyin Cahit (Yalçın) ise daima onun suçsuzluğunu savunmuştur.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız