Daha Kurtuluş Savaşı sırasında Meclis'te ortaya çıkan fikir ayrılıkları, Mustafa Kemal'in liderliğini yaptığı “Birinci Grup” (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu) ile “İkinci Grup” ayrımına yol açmıştı. “Birinci Grup” Cumhuriyet Halk Fırkası'na dönüştükten sonra “İkinci Grup” da 17 Kasım 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) adıyla örgütlendi. Bu girişimin başında, Kurtuluş Savaşı'na büyük katkıları bulunan Rauf (Orbay), Adnan (Adıvar), Refet (Bele), Ali Fuat (Cebesoy), İsmail Canbulat, Kazım Karabekir gibi isimler bulunuyordu.
Partinin programında, Türkiye devletinin halk egemenliğine dayalı bir cumhuriyet olduğu belirtildikten sonra liberal ve demokratik bir çizgi izleyeceği belirtilmişti. Parti, diktatörlüğe karşı olduğunu, halkın dini duygularına saygılı bulunduğunu da vurguluyordu. Aslında partinin programını hazırlayan, İttihat ve Terakki'yi canlandırmak isteyen ancak bu adı kullanamayacağını bilen Kara Kemal olmuştu. “Muhalif Paşalar” ı da kadroya sokarak gücünü artırmak peşindeydi.
Partinin kurucuları genellikle bazı devrimleri “aşırı” bulan ya da bunların uzun süre içinde ve demokratik bir ortamda yapılmasından yana olan kişilerdi. Bu niteliğiyle, parti örgütünün “devrimlere toptan karşıt olanları” bir araya getirmesi doğaldı. Ankara'ya karşı tepki gösteren İstanbul basınının da desteğiyle siyasi yaşamın gerginleştiği bir ortamda, Şubat 1925'te Şeyh Sait Ayaklanması başlayınca göreve getirilen İstiklal Mahkemeleri, TCF'nin bazı yerel örgütlerinin, buna destek veren tutumları nedeniyle kapatılmalarına karar verdi. Bazı üyelerin de ayaklanmaya katkı suçuyla mahkûm edilmesi kesinleşince, Takrir-i Sükûn Kanunu uyarınca parti, 3 Haziran 1925'te kapatıldı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız