1046 yılına gelindiğinde dönemin Abbasi halifesi Horasan’da Selçuklu hakimiyetini tanıyan bir diplomat göndermişti. Selçuklu Devleti’nin yaşadığı genişleme sonucunda ise batısında Anadolu’da yayılan bir güç ile 1045’li yıllarda komşu olmuştu. O komşusu ise Bizans’tı. Selçuklu yönetimi Sultan Mevdud’un doğusunda Selçuklu Devleti’ne karşı kurduğu ittifak yüzünden tedirgindi ama batısı için aynı şey söylenemezdi. Selçuklu Devleti kendisine savaşacak yeni bir komşu bulmuştu. Yani Bizans’ı.
Ancak Selçuklular için böylesine bir saldırı hiç kolay değildi. Çünkü Selçuklu Devleti’nin doğusunda kendisine karşı kurulmuş bir ittifak vardı ve Sultan Mevdud’un liderliğindeki bu ittifak Selçuklu Devleti’ne saldırmak için an kolluyordu. Bizans ile girişilecek herhangi bir mücadele anında Selçuklu Devleti doğusundan saldırıya uğrayabilir ve iki tarafta birden savaşmak zorunda kalabilirdi. Anadolu’ya yapılacak saldırılar ve Konstantinopolis’in (İstanbul) fetih isteği Tuğrul Bey’in önceden de istediği bir şeydi. Hatta bu amaçla 1043 yılında Tuğrul Bey Selçuklu Devleti’nin başkentini Anadolu’ya daha yakın bir konum olan Rey’e taşımıştı. Ancak Selçuklu Devleti doğru zamanı beklemek zorundaydı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız