Hoşgörüsü ile efsaneleşen Büyük İskender, ünlü komutanlarından Parmenion'un bütün uyarılarına rağmen, Persepolis'teki eski Pers hükümdarlarından Kserkses'in sarayını yaktı ve Akamanış (Ahemeni) egemenliğine son verdi. Artık Pers dünyasında yeni bir tanrı doğmak üzere idi. Dara'nın ölümü ve Pers ülkesinin bütünüyle fethedilmesiyle, Zerdüşt dininin tanrısı Ahura Mazda, doğal olarak etkisini yitirdi ve yerine batıdan gelen yeni "Ari tanrı" İskender, Pers Krallığı'nın koruyucu tanrısı sayıldı. Akamanışların yenilgisiyle, Zerdüştlerin tanrısı Ahura Mazda'nın etkisi de oldukça zayıflamıştı, ama bütünüyle de ortadan kalkmadı.
İskender'e, Sanskritçe'de Skanda isminin yanında "Mahişasuramardana" İsmi de verilince, efsane ve halk söylencelerinde, kendiliğinden Ahura Mazda'nın yerini almış oldu. Zerdüştlerin kutsal kitabı olan Avesta'nın en eski metinlerinde, Ahura Mazda'nın bir formu olarak düşünülen Mahişasuramardana ismine rastlanmaması, İskender'in bir tanrı olarak Perslerin hayatına girişinin, Dara'yı yenilgiye uğratıp, Persepolis'te yıkımlar yaptığı zamana eş düştüğünü kanıtlıyor.
Öte yandan, Hindistan'da yaşayan Brahmanların kutsal yazmaları Rig Veda'daki kimi bölümler incelendiğinde, Mahişa kelimesinin "büyük" ya da "kutsal" anlamına geldiği görülüyor. Bazı Hinduizm uzmanları, Rig Veda'daki Mahişa kelimesinin, aslında Ahura Mazda'yı ifade ettiğini ileri sürüyorlar. Avesta'da geçen "Maz" hecesinin Sanskritçe'deki karşılığı "Mah" tır. "Mahişa" kelimesinin dişil (feminen) formu ise "mahişi" kelimesidir ki, anlamı "kraliçedir. Dolayısıyla, "Mahişa" kelimesi aynı zamanda "kral" anlamını da taşıyor. Özetlenecek olursa mitler, efsaneler ve dinî inanışlarda, İskender'in etkisi yadsınamayacak bir şekilde ortada.
İnsanlık tarihinin en ilginç olaylarından biri, Makedonyalı Büyük İskender’in hem Hindistan'da hem Mısır'da hem de antik Yunan'da tanrılaştırılmasıdır. Hindistan'ın ilk imparatoru Çandragupta Maurya (Yunan kaynaklarındaki adıyla Sandrakottus), henüz bir çocukken, "batıdan gelen yenilmez ve görkemli bir adam olan İskender" ile tanışmıştı. Çandragupta, daha sonra "büyük kral" olduğunda, tanrıları arasında yer alan İskender'e ciddi bir hayranlık beslemiş, saygıda kusur etmemişti. Yalnız Hindistan'da değil, demokrasi ile yönetilen antik Yunan sitelerinde bile İskender'e tapınılmıştı. Firavunların Mısır'ına gelince, rahipler onu tanrının oğlu olarak selamlamışlardı. O dönem tarihçileri, İskender'in, Mısır seferi sırasında, Siva Vahası'ndaki Amon-Ra Tapınağı'nı ziyaret ettiğini belirtiyorlar.
Yorumlar
Kendi döneminin en saygı duyulan adamı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız