İskender'in ölümü ilkbaharın sonlarına, Hindistan seferinden Babil'e dönüşüne rastlar. Bugünkü Bağdat'ın 90 kilometre kadar güneyinde kurulu olan Babil'in doğusu, bataklıkla sınırlanmıştı. Fakat İskender'in ölümünü anlatan tarihçiler, bölgeye özgü bir hastalıktan söz etmiyorlar. Ayrıca orduda, ne Makedonyalı ne de bölgenin yedisi askerler arasında, dikkat çekici bir hastalıktan da bahsedilmez.
Daha önce ortaya atılan bir iddia da sıtma. O dönem, Mezopotamya'da yaygın olarak rastlanan sıtma hastalığı bölgedeki varlığını bugün de koruyor. Büyük İskender'de görülen bazı belirtiler sıtma hastalığınınkilere uygunluk gösteriyor: Sürekli ateş, titreme, aşırı terleme, halsizlik, adale ağrısı, artan kilo kaybı, hafıza zayıflığı, his kaybı, sayıklama. Ama son yıllarda yapılan araştırmalar, İskender'in sıtmadan ölmüş olması ihtimalinin olanaksızlığını ortaya koyuyor.
Zira, bu hastalık, beyin, kalp, karaciğer ve akciğerin gücünü azaltarak vücutta yaptığı tahribatın yanı sıra idrarın da siyahlaşmasına neden oluyor. Oysa Büyük İskender'in ani rahatsızlığı ve ölümüyle ilgili olarak düşülen kayıtlarda, idrar renginin siyahlaşması yönünde herhangi bir bulgunun notuna rastlanmıyor. Plutarkhos'un anlattığına göre, Büyük İskender, Babil'e girdiği sırada garip bir olay yaşanır: Bir karga sürüsü sıra dışı davranışlar sergiledikten sonra, hükümdarın ayakları dibinde ölür.
Bu ilginç ayrıntı, “Batı Nil Virüsü” adı verilen bir virüs üzerine çalışmalar yapan ABD'li iki bilim adamının ilgisini çeker. ABD'nin Virginia Eyaleti Sağlık Dairesi görevlilerinden Dr. John Marr ve Colorado Eyalet Üniversitesi Veteriner Hekimlik ve Biomedikal Bilimler Fakültesi Mikrobiyoloji, İmmünoloji ve Patoloji Kürsüsü profesörü Charles Calisher, yaptıkları çalışmalarda oldukça ilginç sonuçlara ulaşırlar.
Yorumlar
Büyük bir adamın ölümü
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız