Eski Makedonya alanında uzmanlaşmış tarihçiler, o dönemde hesaplaşmaların zehirle değil, kılıçla yapıldığı görüşünü savunurken, dedektif Greeve'in ekibinde yer alan doktorlar, Büyük İskender'in iki haftayı yatakta geçirmiş olmasının, zehirlenme tezini destekler bir durum olduğunu iddia ediyor ve araştırmalarını bu yönde sürdürmekte ısrar ediyorlar.
John Greeve ve ekibinin çalışması bir dizi röportaj halinde İngiliz ulusal televizyon kanalı Channel 5'te yayımlandı. Program sırasında, bir başka ihtimal üzerinde de duruldu: Bu da, Büyük İskender'in bir komplo sonucu değil, dikkatsizlik sonucu zehirlenmiş olabileceği ihtimali.
Dönemin eczacıları bazı zehirleri düşük dozlarda tedavi amaçlı kullanırlardı. Büyük İskender yakalandığı bir enfeksiyondan - ki bu yine muhtemelen sivrisinekler tarafından bulaştırılan bir hastalık olmalı - kısa sürede kurtulabilmek için, aldığı dozları artırmış olabilir. Tabii bunun da beraberinde, kaçınılmaz sonu getirdiği düşünülüyor.
Pers İmparatorluğu'nu yıkıp Yunanistan'dan Hindistan'a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran ve Eski Yunan uygarlığının doğuda yayılmasında etkili olan “Büyük İskender”, M. Ö. 356'da Makedonya'da, Pelle'de doğdu. Babası Makedonya Kralı II. Philippos, annesi de Epir Kralı Neoptolemos'un kızı Olympias idi. 13- 16 yaşları arasında, Aristoteles'ten aldığı derslerin etkisiyle felsefe, tıp ve bilime ilgi duyan İskender, babasının ordularında iyi bir komutan olarak yetişti. Kral II. Philippos'un bir komplo sonucu M.Ö. 336'da öldürülmesinin ardından İskender, Makedon komutanlar tarafından kral ilan edildi. Babasının hasımlarını ve olası rakiplerini öldürdükten sonra, bütün Yunan şehir devletlerine Makedonya'nın üstünlüğünü kılıcıyla kabul ettirdi.
Tahta çıkışından beri Pers İmparatorluğu'nu ele geçirmeyi tasarlayan İskender, M. Ö. 334 yılının ilkbaharında Asya Seferi'ne çıktı. Homeros'tan aldığı esinle önce Troya'yı ziyaret ederek Akhilleus'un mezarına çelenk koyan İskender, Granikos Çarpışması’nda Persleri yendi ve ordularına Batı Anadolu'nun kapılarını açtı. Batı Anadolu'nun fethinden sonra Perge'ye, Akdeniz kıyılarına yöneldi. Söylenceye göre, Frigya'dan geçerken, Asya'ya hükmedecek kişinin çözebileceğine inanılan Gordion düğümünü kesti. İskenderun yakınlarında Perslerle karşılaşan İskender, Darius'un ordularını bozguna uğrattı. Suriye ve Mısır'ın fethinden sonra Mezopotamya'yı da ele geçiren “Büyük İskender” Hindistan'ın ardından, bugünkü Belucistan'ı da sınırlarına kattı. 33 yaşında ölmesine karşın Büyük İskender'in 12 yıl 8 ay süren hükümdarlığı sırasında kurduğu imparatorluk, temelde, Perslerden kalma bir yönetim sistemine dayanıyordu. Ancak siyasi açıdan olmasa bile, ekonomik ve kültürel açıdan, İskender'in Cebelitarık'tan Pencap' a uzanan, ticarete ve toplumsal ilişkilere açık bir imparatorluk kurduğu söylenebilir.
Yorumlar
Kısa bir ömre çok büyük işler sığdırmış
Sır perdesi aralandı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız