Kafatasına yandan yapılan ilk gözlemler sonucunda, ardkafa (occipital) bölgesinin arkaya doğru aşırı biçimde uzamış olduğu kolaylıkla farkediliyor. Alın kemiğinin, kaş kemerlerinin üzerinde geriye doğru eğimli olması, çene kemiğinin iriliği ve genel kemik yapısının kalınlığı, kişinin erkek bir birey olduğunu ortaya koyuyor. Kafatası üzerindeki dikiş ve farklı kemiklerin birleşme çizgileri, Midas olarak kabul edilen kişinin, ayrıca yaşlıca biri olduğunu da gösteriyor. Şakak kemiği ile duvar kemiğinin ve hemen hemen tüm kafatası dikişlerinin ileri derecede kaynaşması da bir başka kanıt olarak kabul ediliyor.
Antropolojik incelemeler, kafatası deformasyonlarının genel olarak üç nedene bağlandığını ortaya koyuyor. Bunlar; patolojik, toprak basıncı ve kültürel tercihli uygulamalardır. Patolojik deformasyonun en önemli nedeni, kafa dikişlerinin (sütur) erken kapanmasıdır. Bunun sonucu olarak, bir bölgedeki süturun kapanması, asimetrik tarzda biçim bozukluklarına neden olur. Oysa, Kral Midas'a ait olduğu söylenen kafatasının arka yukarı bölümünün düzgün ve oranlı biçimdeki deformasyonu, bu olgunun patolojik kökenli olamayacağı görüşünü güçlendiriyor...
Toprak basıncı ise, kafataslarının tek yönlü ve asimetrik şekil bozukluklarına neden oluyor, çoğunlukla da kırılmasına yol açıyor. Ancak, boş bir mezar odasında ve toprakla hiçbir teması olmayan Midas'ın kafatasının böyle bir basınçla bozulmuş olduğu söylenemez. Bütün bunların ışığı altında, kafatasındaki biçim değişikliğinin kültürel amaçlı olduğu ortaya çıkıyor...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız