Kafatasının kültürel anlamda biçiminin değiştirilmesi olgusunun, Anadolu ve Ortadoğu toplumlarında, Neolitik Çağ'dan itibaren uygulandığı biliniyor. Kafatasının belli bir amaç için deforme edilmesine ait en canlı örnekler Afrika'dan kökenli... Madagaskar yerlileri, Kuzey Afrika Berberiler'i ve Kongo Mangbetu zencileri, bu adeti asırlardır uyguluyorlar. O tarihlerde, Mangbetu kadınları, yukarı ve arkaya uzatılmış başlarıyla profilden daha güzel göründüklerini düşünüyorlardı...
Günümüzde bu özelliğin, sözkonusu kabilenin yalnızca yönetici sınıfına ait bir imtiyaz olduğu biliniyor. Benzer şekilde, 20. yüzyılın başlarında, Fransa'nın Toulouse bölgesinde özel bir başlık sayesinde kız çocuklarının başları arkaya doğru uzatılırdı. Kültürel amaçlı kafa deformasyonu, İsviçre, Romanya, Yunanistan ve Bulgaristan için de yabancı değildi...
Deformasyon geleneğinden, yazılarında ilk kez Hipokrat sözeder... Karadeniz'in kuzeydoğusunda yaşamış halklarda bu uygulamaya sıkça rastladığını anlatır. Aynı olay, eski Mısır'da da göze çarpıyor. 18. Sülale zamanında, Firavun Akneton'un yakınlarını gösteren kabartmalarda bireyler, yoğun kafa deformasyonlarıyla tasvir ediliyor.
Yine Mısır'ın ünlü kraliçesi Nefertiti ve birçok saray mensubunun kültürel amaçlı kafatası deformasyonları olduğu biliniyor. Eski Kırım halklarında da benzer uygulamalar sonucu elde edilen "uzun baş", bir asalet işareti sayılıyordu. Bütün bunlardan, böylesi bir geleneğin toplumlarda asalet, ayrıcalık, ya da belli bir sosyal sınıfa ait olma gibi amaçlar taşıdığını söylemek mümkün...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız