500'den fazla gemicinin yaşamını yitirdiği 'Ertuğrul Faciası'ndan, yalnızca 69 denizci kurtulmuştu (üstteki fotoğrafta toplu halde görülenler). Bunlardan biri de Bartınlı Ahmet Erkiş idi. Batış anını Ahmet Erkiş şöyle anlatır:
"Dağ gibi müthiş bir dalga gemimiz üzerine çöktü, arkadan başkaları geldi. Mürettebatta kargaşalık; gemi de su almaya başladı. Gemicilerimiz, arkadaşlar halatlara tırmanmağa başladılar. Fakat dağ gibi dalgalar direkleri aşıyordu. Bu sırada korkunç bir çatırdı duyuldu. Gemi bir kayaya çarpmıştı; denize düştüm, bir tahta parçasına sarıldım, dalga beni dibe sürükledi, boğulmak üzere iken nasıl olduğunu anlamadım kendimi bir kayanın üstünde buldum; kurtulmuştum. Çıldırmış deniz ortasında aynı kaya üstünde yanımda birkaç arkadaşım vardı. Sevinçten hep beraber hüngür hüngür ağlıyorduk."
Ertuğrul'un batışı, insanlarını göz göre göre ölüm yolculuğuna gönderen anlayışın sorgulanma sürecini hızlandırır. Japonlar, Ertuğrul'un batışının 100. yılında yapılan anma törenlerinin ardından ülkelerine gelen Barış Manço'yu bağırlarına bassalar da, bu hazin olay Türk insanı tarafından unutulur. Ne de olsa, Ertuğrul'un kaptanı Ali Bey'in kızı Neyyire hanımın dünyaya getirdiği oğlu Hasan Ali Yücel'in de kurucularından olduğu Köy Enstitüleri kapatılmış, Ertuğrul'u yüzdüren marangoz, burgucu, kalafatçı gibi emekçileri yetiştirmeye yönelik eğitim anlayışı terk edilmiş, üretim politikalarından uzaklaşan ülke borç kayalıklarına doğru savrulmuştur.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız