Kasım 14, 2024

ERTUGRUL FIRKATEYNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

Saat alaturka bire doğru gözcü olarak gönderilen erlerden bir ikisi döndü ve selamlığın Dolmabahçe Camii'nde yapılacağını haber verdiler. Ertuğrul kıtası, en önde bando, onun arkasında gemi komutanı ve daha sonra da cuma selamlığı dolayısıyla görevi önem kazanmış olan gemi imamı Hafız Ali Efendi, kıdemlerine göre diğer subaylar ve personel sıralamasıyla yürüyüş tertibinde, Camialtı meydanından harekete geçti. O tarihlerde en uygun yol olduğu için önce Tepebaşı'na çıkıldı. Oradan da Galatasaray üzerinden Tophane'ye inildi. Bandonun çaldığı; "Sivastopol önünde yatan gemiler"... Atar nizam topunu yer gök iniler"... Diye başlayan "Sivastopol Marşı" ile beraber Dolmabahçe'ye doğru yürüyüşe devam edildi. Halk, o güne kadar görülmemiş bir intizam ve mükemmeliyetteki bu deniz kıtasının Ertuğrul kıtası olduğunu anlayınca müthiş bir alkış tufanı kopardı. Ara sıra dua okuyanlar, "Allah yolunuzu açık etsin" diyenler, takdir duygularının ve hayretlerin ifadesi olan sözler, herkesin kulağında unutulmaz izler bırakıyordu.   

ERTUGRUL FIRKATEYNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

Arap ve Arnavut alayları Dolmabahçe Sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na kadar uzanan caddenin her iki tarafına dizilmişlerdi. Bunların kılık kıyafetleri de görülecek şeydi. Arapların şalvara benzeyen pantolonları ve sarıklı külahları vardı. Elbiseleri ipek kordonlarla işlenmişti. Subaylardaysa, bu süs sırmadandı. Külahlarının üzerinde de "Osmanlı Hanedanın Arması" vardı Arnavut alaylarının elbiseleri millî kıyafetlerini anımsatıyordu. Kadife elbiseler, rugan çizmeler, ipek kuşaklar, harikulade süsler ilave edilerek bu artistlerin imparatorluğun haşmet ve servetini temsil etmesine özel olarak itina edilmişti.

ERTUGRUL FIRKATEYNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

O devirde kültür hareketleri açısından bir hayli fakir olan İstanbul halkına hiç olmazsa cuma selamlıklarında, bilvesile zevklerini tatmin fırsatı veriliyordu. Bu yüzden de halk yaldızlara batırılmış ve sırmalara gömülmüş bu garip alayları seyretmeye koşuyordu. Cami meydanlarında kıtalar dört sıra üzerinde mevki almaktaydı. Birinci sırada Padişahın muhafız birliğini oluşturan hassa alayları, ikinci sırada İstanbul'da bulunan kara ve deniz birliklerinden oluşan kıtalar, üçüncü sırada da zaptiye alayları ve nihayet son sırada da halk... Bu şekilde de Padişah üç sıralı güvenlik çemberiyle halktan tamamen tecrit olunurdu.

ERTUGRUL FIRKATEYNİN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

Ertuğrul kıtasına, kıtanın başı Beşiktaş tarafında olmak üzere yer verildi. Fakat önünde yine hassa alayları vardı. Ancak uzun boylu subayların ve erlerin, tuğlu ve yaldızlı külahların üzerinden meydanı görebiliyorlardı. Gemi komutanı Albay Osman Bey'in hassa alayı komutanıyla yaptığı tartışmalardan bir sonuç çıkmıyordu. Tesadüfen o sırada, oralardan geçen Bahriye Bakanı müdahale etmeseydi, Ertuğrul kıtasının ön sırada yer alması mümkün olamayacaktı.

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

İnternette Yaşayan Unutulmak Üzere Olan Diller
Kuru Temizleme

Kuru Temizleme

Kasları Görüntülemede Yeni Teknoloji

Kasları Görüntülemede Yeni Teknoloji

“Herz” nedir?

“Herz” nedir?

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Tükenme

probiyotik
bubble30
Nielawore

HİLAL BULUTSUSU: NGC 6888

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun