IV. Murad zamanında iki İran seferiyle İmparatorluk, doğu sınırları güvence altına almıştı. Bu yüzden Osmanlı yüzünü batıya döndü ve donanma için yeni gemiler inşa ettirildi. Dönemin kaynakları, IV. Murad’ın karadan ve denizden Venedik üzerine sefer hazırlığında olduğunu belirtirler. Hedefi, muhtemelen Girit’ti. Ancak genç yaşta ölümü üzerine bu sefer yarım kaldı.
Sultan İbrahim’in hükümdarlığı döneminde de Girit, Osmanlı’nın hedefi olmaya devam etti ve sefer için uygun bir fırsat kollandı. 1644 yılında Darüssaade ağalığından emekli olan hacca giden Sünbül Ağa’nın gemisi Girit civarında Malta korsanları tarafından ele geçirilip yağmalanınca, Osmanlı bu işten Girit’teki Venediklileri sorumlu tuttu. Osmanlı donanması sefer için hazırlandı ve 30 Nisan 1645’te Girit’e doğru yola çıktı.
Osmanlı hükümeti seferin Girit’e olduğunu İstanbul’da bulunan elçiliklerden ustaca saklanmış, onların hedefin Malta olduğuna inandırmıştı. Başlangıçta Girit’in önemli mevkilerinden Hanya ele geçirildi. Ardından Resmo ve diğer kaleler alındı. Ancak daha sonra fetihlerin sonu getirilemedi. Savaş uzadı, Ege Denizi’ne ve Dalmaçya sahillerine yayıldı.
Girit Seferi Osmanlı İmparatorluğu’nun iç siyasetini de etkiledi. Girit’te başarı gösteremedikçe, devlet adamları sık sık görevden alındılar. Ada’nın en müstahkem mevkilerinden olan Kandiye, ancak 1699’da Fazıl Ahmed Paşa tarafından ele geçirildiğinde, buraya açılan seferin üzerinden 25 yıl geçmişti.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız