Kasım 15, 2024

Harem'in İz Bırakan Kadınları

Hürrem Sultan; ilk first lady

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ı güzel olmasa bile, şirinliğiyle, şuhluğuyla öylesine büyülemişti ki, o öldükten sonra Kanuni'nin dul yaşadığı tahmin edilir. Kanuni Hürrem'e o kadar aşıktır ki, bir şiirinde mealen şöyle der; "Namaz kılarken Gece suresini okudum, Gece karanlığı aklıma simsiyah saçlarını getirdi. Namaz mı kıldım, ne yaptım" bilemedim. Hürrem Sultan hoş bir kadın olduğu kadar yetenekliydi de. Bir kreatör, modacıydı. Portrelerine baktığımızda çok özel bir giyim tarzı görürüz. Hürrem'i bazı tarihçiler, muhteris, kendi oğullarından birinin padişah yapabilmek için Rüstem Paşa'yı kullanan, Şehzade Mustafa'yı idam ettiren bir kadın olarak anlatır. Oysa Hürrem kendi çağında Kanuniye çok yakışır bir kraliçeydi. Yabancı krallar ve kraliçelerle ile görüşür, onlara hediyeler gönderir, misafir eder, onlara elleriyle gömlekler dikerdi. Beş çocuğunu da hasekiyken yani tutsak kadınken doğursa da sonrasında Kanuniye dayatarak özgürlük belgesini almıştır. Sonra da nikahlanmaları zorunlu olmuştur. Kanuni de bu nikahı kıymış ve bunun üzerine Hürrem'e "Sultan" unvanı verilmiştir. Onun diğer hasekilerden farkı budur. O, Haseki Sultan'dır. İstanbul'da ne zaman, Haseki Sultan adını duyarsınız bilin ki o yer Hürrem Sultan'ındır.

Harem'in İz Bırakan Kadınları

Hem en yetkili hem de en laik kadın Kösem'di

Kösem Sultan da acımasız anlatılır. Oysa Osmanlı'lı erken bir çöküşten onun otoritesi kurtarmıştır. Kocası I. Ahmet, ölünce tahta önce Mustafa sonra, üvey oğlu II. Osman sonra Mustafa tekrar geçer. Osmanlı tahtı sürekli el değiştirmekte, kimse yerini koruyamamaktadır. Kösem'in büyük oğlu IV. Murat tahta geçtiğinde 11 yaşındadır. Kösem Sultan "naibe" sanıyla padişahlık yetkisini kullanan tek kadındır. Bu unvanla oğlu 18 yaşına gelene kadar devleti resmen idare etmiştir. IV. Murat otoriteyi ele geçirdikten hatta oğlu 27 yaşında öldükten sonra da etkili olmuştur. Çünkü IV. Murat'ın oğlu yoktu. Bu yüzden Kösem, küçük oğlu İbrahim'i, abisine rağmen korumuş, onu sarayın en izbe yarlarında saklamayı başarmıştır. Murat onu da diğer üç kardeşi gibi öldürseydi Osmanlı'nın soyu bitecektir. İşte Kösem bunu engellemiştir. Psikolojik sorunları olan İbrahim tahta geçtikten sonra da onu kontrol etmek için çok uğraşmıştır. İbrahim, İstanbul'u adeta haraca kesince ulema bir taht değişikliği zorunlu der. Ama İbrahim'in en büyük oğlu sadece 6.5 yaşındadır. Ulema bu durumu Kösem'le yüz yüze konuşur. Bu çok önemli. Yani yetki Kösem'dedir. Kösem değişikliği kabul eder. Ancak ulema şehzadeyi Fatih Cami'nde tahta oturtmak ister. Kösem Sultan, "Şimdiye kadar camide biat olmamıştır, toplanın buraya gelin, işte taht kapısı..." der. Yani Kösem Sultan, siyasetin laik temele dayanmasını vurgulayan ilk kişidir. Taht değişikliği camide yapılmış olsaydı, idare camiye geçmiş olacaktı ki Kösem buna izin vermemiştir. Daha sonra İbrahim'in hapsedildiği yerden tekrar tahta geçirilmesi için entrikalar yapıldığında Kösem yine devletin geleceği için kendi oğlunu idamına da göz yummuştur.

Harem'in İz Bırakan Kadınları

En zengini Mihrimah Sultan'dı

Hürrem ve Kanuni Sultan Süleyman'ın kızıdır. Osmanlı kadın sultanlarının en zenginiydi. İki büyük külliye yaptırmıştır, biri Üsküdar'da, diğeri Edirnekapı'da. Bazı tarihçiler bunu şöyle yorumlar; Mihr güneş, mah ay demektir. Yani güneşin ve ayın doğup battığı yerlere külliye yaptırmıştır. Müthiş gelirleri vardır. Üsküdar'da ayrıca bir de sarayı vardır. Kocası Rüstem Paşa da Osmanlı'nın en zengin devlet adamlarından biriydi. Öldüğünde malvarlığındaki mücevherler taneyle değil okkayla hesaplanmıştır, o kadar yani.

En kültürlüleri Adile ve Hatice Sultan

Adile Sultan, divan yazacak kadar şairdi. Hatice Sultan da çok kültürlüdür. III. Mustafa'nın kızı, III. Selim'in kız kardeşidir. Ressam Melling'le aşk yaşamıştır. Melling aslında ressamdır ama Hatice Sultan'ın teşvikiyle mimarlığa da özenmiştir. Hatice Sultan'ın bugünkü Ortaköy ve Çırağan arasına yaptırdığı saray, İstanbul yalı ve sahil kültürünü çok etkilemiştir. Modern, Avrupa tarzında bir saraymış bu. Dolmabahçe hep o siluetini taklit eden yapılar. Hatice Sultan, Melling'den Fransızca öğrenir, karşılığında o da Melling'e Osmanlıca öğretmiştir. Hatta mektuplaşmaları çok özeldir. Melling Osmanlıca, Hatice Sultan ise Fransızca yazar. Ve Hatice Sultan bu mektuplarda Latin harflerini kullanır. Kendisi bu harflerle yazan ilk saraylı kadındır.

Yorumlar

  • Tarihimiz çok renkli

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Midemiz Hislerimizle Hareket Ediyor Olabilir Mi?
Diplomasi Uzmanı Yunuslar

Diplomasi Uzmanı Yunuslar

Yunuslar Islık Mı Çalıyor?

Yunuslar Islık Mı Çalıyor?

Yunuslarda Hiyerarşi

Yunuslarda Hiyerarşi

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Renksiz

probiyotik
bubble30
Nielawore

"İNCECİKTEN BİR KAR YAĞAR"

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun