Kurtuluş'un getirdiği yardımların dağıtımını organize etmek üzere, Ekim 1941'de Atina'da uluslararası bir Kızılhaç bürosu açılır. Yalnız Atina'da günde 300 kişinin açlık veya yetersiz beslenmenin yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği Yunanistan'da, Vatan gazetesinin 19 Ocak'ta verdiği bir habere göre, "Kurtuluş vapurunun Hızır rolü o kadar derin bir iz bırakmıştır ki, Atina caddelerinden birine 'Kurtuluş' adı verilmesi düşünülmektedir."
Almanya, Balkan sorununu beceriksiz müttefiki İtalya'dan devraldığında takvimler Mart 1941'i göstermekteydi. Tarihe, sert bir diktatör olduğu kadar, Yunan topraklarına girmek isteyen Mussolini'ye verdiği 'Ohi' ('Hayır') cevabıyla da geçen Metaksas etrafında birleşen Yunan halkı, Ekim 1940'da başlayan İtalyan işgalini topyekun ve onurlu bir direnişle geri püskürtmeyi becermiş, hatta Kasım 1940'da Arnavutluk topraklarına kadar girmişti.
Öyle ki, Nice yakınlarındaki İtalyan cephesinde büyük siyah harflerle yazılmış şöyle bir duvar yazısı göze çarpmaktaydı: "İtalya'yı ziyaret etmek isterseniz Yunan Ordusu'na katılınız." Aynı tarihlerde, Almanya için Yunanistan'ın işgali ise büyük ölçüde Sovyetler Birliği'ne saldırı planı dahilinde, arka bahçesini emniyete alma ihtiyacı ile bağlantılıydı ve Akdeniz'in Mısır'a doğru uzanmış bu güzel kızının bir müttefik çıkartmasına ev sahipliği yapması ihtimali de olmayacak bir iş değildi.
Nitekim Mart 1941'de gelen İngilizleri hoş karşılamış ve İngiliz birliklerini bir yandan İtalyanlarla savaştığı, diğer yandan muhtemel bir Alman saldırısını beklediği Trakya ve Teselya cephesine sevk etmişti.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız