Aralık 23, 2024

İnsanoğlunun Hayvan Evcilleştirme Serüveni (III)

Birinci teoriye göre, hayvanların ev­cilleştirilmesi, tarımsal faaliyetten hemen sonra başlıyor. Fransız etno­loglar, genel olarak bu teoriyi savu­nuyorlar. Tarlalardaki ürün, bazı hayvanların dikkatini ve iştahını ka­bartıyor ve tarlalardaki ürüne saldırmaya başlıyorlar. İşte bu noktada, iki ihtiyaç birden ortaya çıkıyor: Birin­cisi, tarımsal artığın tüketilmesi ve tarlalardaki artıkların temizlenmesi... İnsanoğlu bu ihtiyaca cevap vermek için köpek ve domuzu evcilleştirme­ye başlıyor. İkinci ihtiyaç ise, tarla­lardaki ürünün "hırsız hayvanlardan" (manda,inek gibi) korunması... İnsa­noğlu bu hayvanları sağ yakalayıp evcilleştirmeyi, tarlaların çevresine çitler örmekten daha ekonomik bulu­yor.

İnsanoğlunun Hayvan Evcilleştirme Serüveni (III)

Alman ekolünün savunduğu ikinci teoriye göre ise, hayvanların evcil­leştirilmesi tamamıyla "batıl bazı inançlardan ve pratiklikten" kaynak­lanıyor. Şöyle ki; ilk vahşi inekler, süt vermedikleri halde boynuzları hi­lal biçimindeki ayı anımsattığı için evcilleştirilmişlerdi. Yine atalarımız, vahşi kümes hayvanlarının yumurta­sından yararlanmıyordu. Ama onla­rın kendilerini sabahları bir saat gibi uyandırdıklarını da görmüşlerdi.

İnsanoğlunun Hayvan Evcilleştirme Serüveni (III)

Bir grup etnolog ise, hayvanların evcilleştirilmesini "sosyal statü" ola­yıyla açıklıyor: "Hayvanlar evcilleş­tiriliyordu; çünkü, fazla hayvan sayı­sı kişinin zenginliğini simgeliyordu" diyorlar. Nitekim bu etnologlar, ev­cilleştirilen ve etlerinden yararlanılan hayvanların ancak çok yaşlandıkla­rında öldürüldüklerini ileri sürüyor­lar ve Kenya'da yaşayan Massai kabilesini örnek gösteriyorlar. Bu kabi­ledeki tek zenginlik kaynağı, insanla­rın sahip oldukları hayvan sayısı... Bunun için de, hayvanlarını kesinlik­le öldürmüyorlar, hatta onların sağlık durumuyla çok yakından ilgileniyorlar. Hayvanın bir tek, arada sırada kanını alıyorlar ve bunu sütle karıştı­rıp içiyorlar. Hayvanın zenginlik ve güç simgesi olarak görülmesi, sadece çok eski toplumlara özgü bir olay de­ğil.

İnsanoğlunun Hayvan Evcilleştirme Serüveni (III)

Ortaçağ Fransa'sında, bir kentin bayrağındaki "beyaz dana" simgesi­ne özenen bir başka Fransız kenti "siyah at" nesli üretmek için seferber oluyor. Bir başka ilginç örnek de, hayvanlarla ilgili kitap basımına baş­landığında, tüm Avrupa'da önce etin­den yararlandığımız hayvanların de­ğil, "safkan" bazı türlere ilişkin jene­olojik kitapların basılması... Bu da, insanın hayvanları evcilleştirirken, onun zenginlik ve statü simgeleyen özelliklerini dikkate aldığının bir göstergesi... Ancak, her üç teorinin de ortak bir noktası var: Neolitik Çağ'ın insanı, karşılaştığı hayvanları artık sadece avlayıp yemeyi düşün­müyor, onunla başka ilişkilere girme arzusu duyuyordu.

Yorumlar

  • Nerden geldi acaba aklımıza

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Kişisel Yazı ve Semboller

Kişisel Yazı ve Semboller

Beyin ve Dalga Boyları

Beyin ve Dalga Boyları

Şifa Kaynağı Ormanlar

Şifa Kaynağı Ormanlar

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Gelenekler

probiyotik

Kişisel Yazı ve Semboller

bubble30
Nielawore

AYRI AMA BİR GEZEGENİMSİLER: NGC 2371/2

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun