Donanma, Draç'a ve Korfu Adası'na uğradıktan sonra denize açılıp 24 Haziran 1203'te İstanbul önüne geldi. Haçlılar bu muhteşem şehri görünce çılgına döndüler. "İstanbul'u daha önce hiç görmeyenler, koca dünyada böylesine güzel bir yerin olabileceğini hiç tahmin etmemişlerdi. Tahtı gasp etmiş olan III. Aleksios onları yiyecek ve parayla def etmeye çalıştı. Ama Haçlılar imparatorluk tahtını hakiki varisine iade etmekte kararlıydılar. Surların yanına sokulan geminin güvertesinden genç prensi göstererek, 'İşte asıl efendiniz. Şimdi itaat ettiğiniz adamın imparator olmaya hakkı yok' diye haykırdıklarını" yazar.
Haçlılar önce Galata’da karaya çıkarak Haliç'e girişi kapayan zinciri parçaladılar ve gemilerini Haliç'e soktular. Aslında İmparator, Haçlıların gelişine karşı ciddi bir önlem almamıştı. Ancak Haçlılar Haliç surlarına hücum edince, askerlerle birlikte sivil halk da büyük bir gayret içinde şehri savundu. Ertesi gün imparator kaçtı.
1 Ağustos 1203 günü, Aleksios Angelos Ayasofya'da yapılan törenle IV.Aleksios unvanını alarak, babasıyla birlikte imparator ilan olundu. Şimdi sözünü yerine getirmeliydi: Haçlılar vaat edilen parayı ve Bizans Kilisesi'nin Papa'ya boyun eğmesini bekliyordu. Kör ve ihtiyar babası Isaakios sevdiği müneccimlerle odalara kapanıp gelecek için çare bulmaya çalışırken, genç Aleksios tahta varis iken vaatler yapmanın kolay, imparator olunca ise bunları yerine getirmenin zor olduğunu anladı.
Roma Kilisesi'nın üstünlüğünü kabul için yaptığı baskı, hem din adamlarını hem de halkı çok kızdırmıştı. Vaat edilen paraya gelince, bu para yoktu. Bizans iflas durumundaydı. Her borçlunun her zaman yaptığı gibi, IV. Aleksios da işi savsaklamaya başladı. Kısa zamanda parayı bulamayacağını ve Paskalya'ya kadar beklemelerini söyledi.
Yorumlar
İstanbul gene hedefte
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız