Daha aylarca beklemek istemiyorlardı. Fakat parayı almadan da gidemiyorlardı. Enrico Dandolo ise mübalağalı isteklerle işi daha da zor hale sokuyordu. İki taraf arasında her an bir çarpışma çıkabilirdi. Başkent halkı, büyük bir endişe içindeydi. Çapulcu Haçlılar civar köylere sürekli saldırıyor ve her şeyi yağmalıyorlardı. Surların dışında kimsenin can güvenliği kalmamıştı.
İstanbul içinde de küstahça dolaşan Haçlılar, başkent halkını son derece öfkelendirmekteydiler. Sarhoş Haçlılar sokaklarda durmadan kavgalar çıkartıyor, ellerini her tarafa uzatmaya çalışıyorlardı. Birkaç Fransız Haçlının, Müslümanlara ait bir mescidi ateşe vermesiyle çıkan yangında, şehrin büyük bir bölümü kül olup gitti. Ancak bu yangından sonra hiçbir Haçlı İstanbul’da oturmaya cesaret edemedi. Zira halk burnundan soluyordu.
Nihayet Doge Enrico Dandolo durumun böyle devam edemeyeceğine karar verdi. İmparatora gönderilen elçi heyeti çok sert bir ültimatom verdi. Geoffroi de Villehardouin bu olayı şöyle aktarır:
"Açıkça meydan okuyan bu mesaj, Bizanslıları derinden sarstı. Şimdiye kadar hiç kimsenin Bizans imparatoruna kendi sarayında bu şekilde bir hitapta bulunmadığını ve kendilerinin cürette çok ileri gittiğini belirttiler. Salonda kızgın sözler yükseldi. İmparator suratını astı, kaşlarını çattı ve Haçlılar hemen oracıkta paramparça edilmekten korktukları için, alelacele çıkıp gittiler."
Yorumlar
Tarihin en feci yağmalarından birisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız